Bi' Şeyler - yirmi dakikalık yürüme mesafesi
May 5, 2014
yirmi dakikalık yürüme mesafesi

aşka verilen değerle adamlığı eş değer gören bir taksiciyle kısa mesafe seyahati yapıyordum. lisedeki sevgililerinden ve hala ara sıra aklına gelen emel’den bahsediyordu. anlattıklarını pek dinlemediğim bu taksicinin taksisinden ‘sevgiyle kal abi’ diyerek inmiştim. oynadığım rol taksimetreyi olduğundan az göstermişti ve sol kolum acıyordu. beş dakikalık yürüme mesafesiyle kapısına vardım, kilide iki el ateş edip içeri girdim. mutfaktan ‘hoşgeldin hayatım’ diye seslendi. beni iyi tanırdı.

uyandığında yanında yoktum. bir taksi çağırdım. asansör boşluğuna düşecek kadar maymun iştahlı pragmatist bir taksiciyle beraberdim. gideceğim o kısa mesafede bana zerre yarar sağlamayacak anılarını anlattı. dinledim. aşktan bahsetti. aşktan bahsederken soğukkanlıydı. bu adamın kanında sadakate rastlamanın imkansıza yakın olduğuna kendimi inandırmıştım. gideceğim kısa mesafeyi uzatıp anılarıyla beni hipnoz etmişti. taksimetre olduğundan fazla gösteriyordu, üzülmesin diye bir şey demedim. adama değil, taksimetreye. şerefsiz adam. indim. yirmi dakikalık yürüme mesafesindeydim ve sol bacağım da ağrıyordu. kapısına vardım. terlemiştim. elimde çiçekler varken kilidi sessizce açıp içeri girmekte zorlanıyordum. ‘ben geldim hayatım’ diye seslendim. beni tanıyamadı. yanlış eve girmiştim.

sol kulağım ağrıyordu.

9:30pm  |   URL: https://tmblr.co/ZoblJw1F12qF5
Filed under: hikaye edebiyat