Avatar

GaziDedeninYeri

@gazimaras / gazimaras.tumblr.com

Anlam karmaşası içinde,teoriler üreterek işin içinden çıkma çabası...
Avatar
reblogged
Avatar
kedidirokedi
İlkel ve medeni insan, duyguları bakımından o kadar fazla farklılık gösterir ki, birinin son derece mutlu olmasını sağlayan, diğerini umutsuzluğa sürükler. İlkel insan sadece huzur ve özgürlük içinde yaşar; yalnızca yaşamak ve aşırı çaba harcamamak ister; bir Stoacının sarsılmazlığı bile onun umursamazlığının yanına yaklaşamaz. Diğer yandan medeni insan, sürekli hareket halindedir, ter döker, azimle çalışır ve daha yorucu işler bulmak için beynini zorlar. Yaşamının son anlarına kadar tatsız işlere katlanır ve hayatını kazanabilmek için ölüm tehlikesini göze alır ya da ölümsüzlük kazanabilmek için hayatından vazgeçer. Nefret ettiği güç sahibi insanların ve hor gördüğü varlıklıların gözüne girmeye çalışır; onlara hizmet etme onurunu elde etmek için hiçbir şeyden çekinmez; kendi küçüklüğünden ve onların himayesi altında olmaktan gurur duyar; köleliğinden şeref duyar bu duyguyu paylaşmayanlardan küçümseyerek bahseder.

Jean-Jacques Rousseau, İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kökeni (via kedidirokedi)

Avatar
Kendinden hiç hoşlanmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarının kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlamaya çalışırlar. Bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar. Ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesinin altına girmeyi kabullenmektir. Size düşen görev kendinizi kabullenmenizdir; benim sizi kabullenmemin yollarını aramak değil.
Avatar
"İlkelerin olacak. Seni satın alamayacaklar. Aptalların uydurduğu atasözlerine inanmayacaksın: “Paranın satın alamayacağı şey yoktur.”, “Herkesin bir fiyatı vardır.” Gibi sözlere kanmayacaksın. Onurunla, kimliğinle ve beyninle akıllı yaşayacaksın. Üreteceksin, seveceksin, sevileceksin inançlarının arkasında duracaksın. Sevgilerin karşılıksız, yardımların gizli olacak. Seni attan, ottan ayıran özelliğin farkına varacaksın. Çünkü sen insansın Ve bunu yakaladığın gün bembeyaz yaşayacaksın.”

Müjdat Gezen

Avatar
“Is it because we’re having so much fun at home we’ve forgotten the world? Is it because we’re so rich and the rest of the world’s so poor and we just don’t care if they are? I’ve heard rumours the world is starving, but we’re well fed. Is it true, the world works hard and we play? Is that why we’re hated so much?”

Evimizde fazlasıyla eğlendiğimiz için mi unuttuk dünyayı? Dünyanın geri kalanındaki fakirliğe karşı umursamazlığımız, zengin olduğumuz için mi? Biz tokuz ama dünyadaki açlıkla ilgili çok söylenti duydum. Bizim eğlenip onların fazlasıyla çalıştığı doğru mu? Bu yüzden mi fazlasıyla nefret ediliyoruz?

Avatar
reblogged
Savaşlar kimseye para kazandırmadığı zaman son bulacak

Ferhan Şensoy (via luzumsuzmadam)

Avatar
reblogged
Basit yaşayacaksın. Basit Mesela susayınca su içecek kadar basit… Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında. Tek düğmesi olacak elindeki cihazin; tek bir düğme, tek bir cümle gibi… Sevince lafı dolandırmadan soylediğin ‘seni seviyorum’ gibi. Basit bir öpücük yetecek sana… Basit, sıcak bir öpücük; ve o opücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin. O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını, öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını. Kabak çekirdeği verecek sana rakamların veremediği mutluluğu. El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak en değerli kağıdın -hep yanında taşıdığın, atmaya kıyamadığın. İki harekette giyiniverecek, iki harekette soyunuvereceksin. Kısacık olacak uyanman, ve yola çıkman arasında geçen süre; Kısacık olacak sıcacık kollara dolanman ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre. Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını; bakışların bile anlatabilecek kendini. Beklentilerin de basit olacak: Kaf Dağı'nın önünde bekleyecek mutluluklar. Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını; ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana en ucuz aşk romanını. Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini. Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken. Bir kaşarlı tost olacak aradığın nasıl oturacağını bilemediğin sofrada, parmakların en kıymetli çatalın. Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri. İskender'in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında. Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana kontrplak bir gitarda doğru basılmış bir 'fa diyez'in mutluluğunu. Makyajı ilk 'a’ sına kadar bilmen yetecek. Temizlik kokacak en pahalı parfümün. 'Bilmiyorum’ diyebileceksin bilmediğinde ve Çok normal olacak 'onu da’ bilemeyişin. Tek dereden su getirmen yetecek, bir 'istemiyorum’ diyebilmeye, Ne durduğu farketmeyecek abanın altında. Saatin, sadece saati gosterecek, Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın, Küçük bir not defteri olacak 'bilgini’ en hızlı 'sayan’. Basit yaşayacaksın, basit. Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit…

Nazım Hikmet Ran (via kitapcumlelerim)

Avatar
reblogged
İletişebilmek adına kelimeleri icat eden atalarımıza Aşkolsun! Ellerin, gözlerin ve harflerle kirlenmemiş sesin görkemine bıraksalardı keşke kaderimizi. Belki bir medeniyet geliştiremezdik ama anlatamamanın ezikliğiyle kendimizi parçalayıp ruhsal buhranlar da yapamazdık…

Ali Lidar (via luzumsuzmadam)

Avatar
Kuştüyü yataklarda uyuyanların düşleri, toprağın üzerinde uyuyanların düşlerinden hiç de daha güzel olmadığına göre, yaşamın adaletine olan inancımı nasıl yitirebilirim?

Halil Cibran-Kum ve Köpük

Avatar
Daha dün, kendimi, hayat küresinde ahenksiz titreyen bir kırıntı gibi düşünüyordum.Bugün, biliyorum ki bu küre benim ve bütün hayat burada deviniyor, ahenkli kırıntılar halinde.

Halil Cibran-Kum ve Köpük

You are using an unsupported browser and things might not work as intended. Please make sure you're using the latest version of Chrome, Firefox, Safari, or Edge.