Avatar

@iwishyous / iwishyous.tumblr.com

that feeling when you don't even what the fuck you're feeling
Avatar
reblogged

Not for me.

Avatar
reblogged

Turgut Özakman’ın ağzından Atatürk’ün ölüm günü

1 günde kaç kez rb ettim bunu.

Avatar

Ünlü futbolcu eşini öldürmekle suçlandığında herkes şok olmuştu.Haber Amerikan televizyonlarında o kadar ilgi gördü ki mahkemeden canlı yayın yapabilmek için birbirleriyle resmen yarıştılar.Futbolcu sürekli suçsuz olduğunu kayıp olan eşinin nerede olduğunu bilmediğini tekrarladı durdu ancak bu sözleri tutuklanmasına engel olmadı…Hemen araştırılıp kesenin ağzı açıldı ve ünlü bir avukat tutuldu…Duruşma günü avukatı heyecanlı bir biçimde mahkeme salonundaki jüriyi ikna etmeye çalışıyordu.O ise avukatına sonsuz güveniyordu çünkü baktığı davaları hiç kaybetmemiş birine emanet etti kendisini…–Sayın Jüri dedi avukat,müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.Buna az sonra sizlerde inanacaksınız.Bakın şimdi ona kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen eşi mahkeme salonuna bu kapıdan girecek…1,2,3,4,5,6,7,8,9,10..???Jüri üyelerinin gözleri kapıda…Sessizlik…İçeri giren kimse yok !!! Jüri üyeleri “hani” dercesine bakarken kurnaz avukat ,–Bakın siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz,hepiniz onun içeri gireceğini düşünerek kapıya baktınız…İşte kararınızı verirken bunu unutmamanızı istiyorum ve müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum…Jüri kısa bir aradan sonra kararını açıkladı ve futbolcuyu suçlu buldu.Mahkeme çıkışında bayan jüri başkanına yaklaşan avukat sordu.–Ona kadar saydığımda siz de diğer jüri üyeleri gibi kapıya baktınız.Peki neden böyle bir karar aldınız?–Doğru,haklısınız. dedi jüri başkanı, “bende kapıya baktım ama…müvekkiliniz bakmıyordu.”

Vay amk

En sevdiğim hikayelerden biridir

..

OHA

Vay aq

ohaaa

Avatar

"Bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir zevk alamazsın. Çünkü Romeo ölmeli, Titanic batmalı aşk herşeye rağmen yaşanmalı"

Çok güzel olduğu için bi daha rbliycem

Avatar
reblogged

Nazım Hikmet karısı Piraye'ye şöyle yazıyordu mektuplarının birinde; “Seni nasıl seviyorum biliyor musun? Ot yağmuru nasıl severse, ayna ışığı nasıl severse, balık suyu ve insan ekmeği nasıl severse, sarhoşun şarabı, şarabın billur kadehi sevdiği gibi, annenin çocukları, çocukların anneleri sevdikleri gibi, Lenin’in inkılâbı ve inkılâbın Marx’ı sevdiği kadar…” Yine o mektupların birinde; “Çıkarsam ve sana kavuşursam, bu öyle dayanılmaz bir saadet olacak ki, gebereceğim diye korkuyorum”, diyordu. Oysa öyle olmadı. Kavuştular, ve ne oldu ise oldu, ayrıldılar. Adını kol saatinin kayışına tırnağı ile kazıdığı Piraye ile, 17 yıl boyunca mektuplaşır Nazım Hikmet. 518 mektup… Daha sonra, dayısının kızı Münevver'e, en sonda Vera'ya aşık olur ve Vera'nın kollarında ölür. Nazım aşka aşıktı.

You are using an unsupported browser and things might not work as intended. Please make sure you're using the latest version of Chrome, Firefox, Safari, or Edge.