Avatar

Layezal'im

@layezalim / layezalim.tumblr.com

Ben senden beni sevmeni, aşık olmanı istemedim ki; hele ‘şuursuzca’ sevmeni hiç, bilinç bize verilmiş en kutsal şeydir, sevginle beni kendine borçlu kılmak mı istiyorsun?
Avatar

Fark etmez bana fark etmez ister paşa ol ister kul..

Yüreğin varmı yüreğin?

Omuzların kaç ton çeker senin? 

Duvarların deniz kumumu bir nefes kadar mı yoksa gururun.

Hangi alfabede senin cümlelerin söyle?

Başımı koysam dizlerine gözlerin konuşurmu gözlerimle söyle.

Çamuru insanlıkla yoğurup,sabırla kurulmasını beklermisin benimle? 

Kerpiçten mutluluklar,inşa edermiyiz şu kirlenmiş yeryüzüne

Kader hüzün tuz olur benim davama yüreğimde bir kara sevda,hamurumda insan aşkı ile ben yine yollarda yüreğin varsa,haydi dağıt bedenimi toz dumanla artık

Avatar

Geniş,siyah gölgesi hayatımı kaplayan,tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık.

kalp çarpıntılarıyla günleri hesaplayan bir benim,

benim olan bir masaldır artık gecenin koynunda yalnızlık.

Avatar

Bir gönüle aşk girince Ateşte yanmışa benzer Bir de hasretlik olunca Yanmış tutuşmuşa benzer Yağmura karışır yaşın Dünyaya sığmaz bir başın Sevdalıdır hayal düşün İçmeden sarhoşa benzer Bedenimin canı canan Damarımın kanı iman Fedai’m dört yanımınan Kışa tutulmuşa benzer Söz: Fedai Müzik: Lütfü Gültekin

Source: t.umblr.com
Avatar

Mülteci yüreğimin rüyası bir avuç esmer sonsuzluk

Cebimde saklıdığım esir şafak yarası

Yel kokan saçında ahım öyküdür Katran karası Sabahlarıma

Umudum kahve gözünün kirpiğinde kavrulan postal sızısı

Dağılır hasretin muskası söylediğim türkülerde

Değme bana sebepsizim.

Avatar

Sahi özlemek neydi?

Hani sevdiğini görememe eksikliğimi

Yoksa Boğazının kuruyup dilinin dolanma şeklimi Yada

Ağlamak isterken kanatmak mı Göz bebeklerini

Avatar

Soluklandım önce Sessizliğimin içinde

kendimi dinledim

Bir gece vakti

Kuytularda gizledim Gülüşlerimi

Kimseler bilmesin diye hüznümü

Avatar

Gün yüzünü geceye döndüğünde yine sızlar yaralarım

Ey Ziyalara karışmadığı günahlarımın perdelendigi hasretim

karanlığın çingene saatinde dolup dolup boğazımdan taşarken sana yazıyorum yine. Göğsüm öyle daralıyor’ ki sığamıyorum bir yerlere.

Beyaz sayfalara demir attığımda rahatlıyorum.

Söylesene

Ben şimdi bir kağıt parçasına hangi aşk'ı yazayım

Avatar

Benim deli gönlüm silaya hasret Bırakmaz bu felek peşimi benim

Pare par eyledi şu zalim gurbet Yıktı hayalimi düşümü benim

Gittikçe arttırdı Ahu zarımı Çalıp yağmaladı bütün varimı

Yanan yüreğimde aşkın narini Dağladı bağrımi döşümü benim

Avatar

Ha yazıyor olmam, yaşıyor olmam anlamına gelmiyor mutlaka, ben yaşayanların yalancısıyım…!

Avatar

Ey gönlüme yâr diye eklediğim Sen gittinya Böyle tek başıma bıraktın beni

Ey kaderime iptal mührü basan sevdiğim Sen gittinya Tütmez şimdi ocağım

Senden sonra neler gelmediki başıma

Dalında Kurumuş bir yaprak misali benim ömrüm

Ey bir zamanlar sesinde can bulduğum Gölgen kıyamete kadar omzumda olmadıya

Benim ölümüme güler şimdi zaman

Gittinya nasıl kırıldı kalemim

Ey gönlümün tek tanığı

Gel küle dönmeden Gel namerde güldürdürneden Gel yüz sürüp can suyum

Avatar

Gel gönül giyin hırkayı fakirlerin üstü olmaz

Bir meydan da mey olmazsa o medyanın Mesti olmaz

Yeşil olmaz yanan kömür cevher vermez Kara demir

Yüzbin defa etsen çamur derya kumu desti olmaz

Avatar

Ey yaşam! Erkek misin, dişi mi bilemiyorum ama, adaletini sevmiyorum, bilesin! 

Üzüm karası mı gözlerin?

Yoksa yosun yeşili, deniz mavisi

 Belki de adını bile bilmediğimiz bir renge bürünmüşsündür. 

Ama bakışın canımı acıtıyor, bilesin!

Avatar

Pencere kenarına koyduğum küstüm çiçeğine yoldaş oluyor gözlerim yine sensiz günlerimde .

Sokakta uğuldayan hayata gölgemi vereli içimde kan fırtınası dinmiyor, bir türlü.

Sebepsiz öykünmelere telaşlanıyorum her gece

Herkes kimsesizliğe sustu ben sensizliğe.

Avatar

Sanki ömrüm bir bilmece Gün yine hasrete kapadı yüzünü

Bir anda yer ile gök Çarpışıyor aklımın en ücra köşelerinde

Içim isyan bayraklariyla kaplı Ne sayfalar dolusu sözler Ne kalem ne kağıt

Susmuş lâl olmuş Herbir zerrem Zemheri vurmuş gecenin değil Sevdanın ayazı Bu bendeki

Avatar

Yaşamım boyunca uzak itici buldum yalın olmayan ne varsa… Ne geldiyse başıma; yapay olandan geldi. Yapmacık sevgiler acıttı yüreğimi derinden. Hani derler ya; parayla imanın kimde olduğu belli olmaz diye… Bence saf sevginin kimden, ne zaman ve nasıl akacağı da, bilinmez, bilinmiyor… Canımı acıtan sahtelikler oldu yaşam boyu. Ben ‘BEN’ gibi oldum hep. Olacağım da… Dost; ağır sözcük vesselam… Ama, değerini bilen kaç kişi kaldı ki..? Kaç kişi biliyor; dost derken yürek nasıl titrer, nasıl paylaşılır her an. Bollukta, zorda, darda… Dost nedir? Kaç kişi biliyor sizce?

Avatar

Gözyaşlarımı saklayan ruhuma acıyorum şimdilerde

Ellerim gökyüzünü avuçlarına bırakamayacak kadar öksüz

Olmayacak hayalleri hayal edecek kadar Çocuğum ben

You are using an unsupported browser and things might not work as intended. Please make sure you're using the latest version of Chrome, Firefox, Safari, or Edge.