Avatar

Gül A.

@caykologss

"Meğer âlem bir virâne bağ imiş"
Avatar
reblogged
Avatar
mecruhi

Uzun zamandır bana hak etmediğim davranışları sergileyen herkesi bir bir çıkarıyorum hayatımdan ve bunda en ufak bir pişmanlık hissetmiyorum. Kıymetli değilsem, kıymetiniz de yok gözümde. Neyi ne kadar alıyorsam o kadar veriyorum. Bir adım geliyorsanız bir adım gelirim,dağ aşmam.🌿

Avatar
reblogged
Avatar
mecruhi

.... /

Mental olarak o kadar yoruldum ki, dümdüz bir sakinlik istiyorum. Yıkıcı kavgaları değil konuşabilmeyi, gürültülü eğlenceleri değil de sevdiklerimle kendi halimizde oturup sohbet edebilmeyi istiyorum. Kimsenin kimseyi şüpheye düşürmediği sırt sırta verilen küçük çevreli bir hayat.🍃🌺

Avatar
reblogged
Avatar
yandikalbim

“Aldığım en büyük ders hiçbir koşulda ve hiçbir sebeple taviz vermemem gerektiği. Zor zamanmış, iyi değilmiş, yanlışlıkla olmuş, öyle olacağını düşünememiş. Ben kimsenin alttan alındığı durumları bir daha yapmadığına şahit olmadım.”

Avatar
reblogged

yuva kurmaktan ziyade, birine yuva olmayı öğrenin. biraz hırpalansın yüreğiniz. kirpik dipleriniz acısın. sonra, yuva kurmayı anlarsınız.

Avatar
reblogged

her gün bir kez dışarı çıktım, kırık bir bulutla yürüdüm. her gün bir insana bakıp yüzümü yere eğdim. her gün bir gazeteye boş gözlerle baktım. her gün birileri konuştu, onları dinliyor gibi yaptım. her gün bir kez “neredeyim” diye sordum kendime. her gün bir kuzey kışı indi içime.

minareleri her gün sabaha ezan sesleriyle ben açtım. her gün bir perdeyi aralamaya çalıştım. her gün hiçbir şeyi anlamadığımı düşündüm, her gün her şeyi anladığımı düşündüm. güvercinleri yolculadım. her gün, günlere dayanamadığımı düşündüm. kitapları alt alta dergileri kıvırarak yan yana dizdim. ne idüğü belirsiz yerler benimle yürüdü. gördüğüm her “cümle” bana bir bıçak gibi battı, anlamadım. her gün bir taş parçası söktüm içimden. her gün uyku beni koynuna alsın diye yalvardım. her gün, gün bitiyor gece bitmiyor dedim. her gün işlerin beni avutmadığını gördüm.

ayrılık günlerini sonradan niçin sisli bir perde gibi hatırlarız diye sordum. öfkeni unutma dedim kendime her gün, unutursan düşersin dedim. her gün en az bir saati ayakta durmaya, dimdik durmaya ayırdım. her gün ömür sözcüğünü bir kez kalbimden geçirdim. her gün ömür sözcüğü kömür gibi tınladı içimde. her gün sana içimden bir kez “sevgilim” diye seslendim. her gün sana bir kez “zalim” diye seslendim.

Avatar
reblogged
  • hayat üzerine düşünüyorum, çok uzun zamandır dinlemediğin bir şarkıyı yeniden dinlemek gibi bir his.

cumartesi günü bu kadar keyifli hissedince eski şarkılardan birini açıyorum, şarkıda diyor ki: “mutluyum, içimde bir şeylere minnet borcu var.”

hayata karşı minnet duymanın ne kadar zor olduğunu düşünüyorum, hayatımı planlayıp işler istediğim gibi gitmeyince hissettiğim kırgınlığı düşünüyorum.

katladığım çamaşırları yeniden katlamak gibi bir şey bu, aynı şeyleri yeniden yaşayıp durmak gibi bir şey. kırgınlığın olacağını çok yıllardır biliyorum, peki ya minnet duygusunu ne sıklıkla hissediyordum?

bütün bunları hakkıyla yerine getiremediğimi farkedince toparlanmaya karar veriyorum. “bugün yeni bir gün” diyorum, “yeni bir gün senin için.”

her sabah gülümseyerek kalkıp, güne şükrederek başlamayı deniyorum. uyanır uyanmaz not defterimi alıyorum elime, neşeli bir şarkı açıyorum; yapılacaklar listemi not ediyorum. her sabah o ilacı zorla değil, işe yarayacağını düşünerek içiyorum. iyileşeceğimi hissediyorum, elimde olan her şeye sıkıca tutunuyorum. ailemi özlediğimde, aynı sokakları tekrar tekrar yürümek istediğimde, evimin yolunu unutup kaybolmak istediğimde şükrediyorum. çünkü hissettiğim özlem, neşe hatta hüzün bile varoluşumun bir sebebi. hissiz yaşayan insanlara benzemekten korkuyorum. ruhumu kaybetmekten korkuyorum.

hayat beni ürküttüğünde kendime izin veriyorum, korktuğumu itiraf ediyorum, bu hayatta bir toz tanesi olduğumu hatırlatıyorum kendime. ölümün var olduğunu, her anı yaşamam gerektiğini ve insanların beni güzel hatırlamasını istediğimi biliyorum. 

ve her gün aynı şeyleri hatırlatıyorum kendime:

her anı yaşa, hep yolda ol, her şeyi merak et ve günün sonunda “bugün kendime neler kattım” diye düşünürken kendine hemen cevap ver. kendini sev. kendine güven. alçak gönüllülüğü, nezaketi ve zarafeti kendi yolun bil. göreceksin, iyileşeceksin. kendini sevmeyi öğreneceksin.
Avatar
reblogged

Sadelik ve doğallıktan yanayım..🌿

Avatar
reblogged
Avatar
zeynebsahn

Selamun Aleyküm kardeşler.

Sare’nin doğumundan bu yana klavye ile bütünleşmediğimi, on parmak yazmayı acayip özlediğimi farkettim. Hazır nazlı kızımı da uyutmuşken gelen kutumu en çok dolduran iki soruya toplu yanıt vereyim istedim.

İlki Halil İbrahim ile nasıl tanıştığımız, ikincisi ise evlilikte ve evlilik öncesinde karşımızdaki insanda neler aramamız, nelere dikkat etmemiz gerektiği..

Takip edenler az çok bilirler ki özel hayatımla alakalı çok fazla bilgi vermiyorum. Çünkü bunun ne size ne de bana faydası yok. Bence bizler kişilerden çok fikirleri konuşmalıyız. Halil ile tanışmamız değil bir bey ile bir hanımın tanışma şekli konuşulmalı. Bugün hala evliliği kölelik olarak gören kadın ve erkekler var. Evliliğin ev işi yapmaktan ibaret olduğunu düşünenler, eşleri sanki bunları yapmaya mecburmuş gibi davranan erkekler..

İslamiyet kimseyi kimseye köle olmaya zorlamaz. Aksine üstünlüğün takvada olduğunu bildirir bize.

“Erkeklerin hanımları üzerinde bulunan hakları gibi, hanımların da kocaları üzerinde meşru çerçevede hakları vardır. Şu kadar ki erkeklerin onların üzerindeki hakları bir derece daha fazladır. Unutmayın ki Allah üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir.” (Bakara, 2/228)

”Bu karşılıklı haklar, bir ailenin huzur ve mutluluğunu sağlayan her türlü davranışla, her türlü ödev ve görevlerle ilgilidir.

Ahlaki açıdan, karşılıklı saygı ve sevgiden tutun, birbirinin hasbel-beşer olacak kusurlarını görmezlikten gelmeye kadar; her türlü maddi-manevi zarar vermekten kaçınmaktan tutun, konuşmalarında incitici sözlerden kaçınmaya kadar, bir aile için gereken bütün fedakarlık ve samimiyetin tezahürlerini ihtiva eden geniş bir ifadedir.

Bununla beraber, İslam alimleri, “Erkeklerin onların üzerindeki hakları bir derece daha fazladır” mealindeki ifadeden  farklı ve ilginç şeyler anlamışlardır:

 Mesela:

·        Zeyd b. Eslem, bundan “erkeğin emrine itaati” anlamışken, Şa’bi bunu “erkeğin kadına mehir vermekle yükümlülüğünü” anlamıştır.

·        Mucahid’e göre, bu ifadeden maksat, mirastaki farklılık ve cihatla mükellefiyettir.

·        İbn Abbas ise, bundan “erkeğin kadına karşı daha toleranslı davranmasını; örneğin kendisinin kadına karşı sorumlu olduğu hakkını tastamam yerine getirmekle beraber, onun kadının üzerindeki hakkı kadın tarafından noksan bırakıldığı takdirde bunu müsamaha ile karşılamasını” emreden bir kriter olarak anlamıştır. (bk. Maverdi, ilgili ayetin tefsiri)

- Razi, erkeğin değişik yönleri itibariyle kadından daha güçlü olduğunu, kadının Allah’ın ona bir emaneti olduğunu belirttikten sonra, bu ifadenin erkekler için ciddi bir tehdit ve kadınlara haksızlık etmemeleri yönünden onlara ciddi bir uyarı niteliğinde olduğunu ifade etmiştir. (bk. Razi, ilgili ayetin tefsiri)

- İslam öncesi devirde kadınlar dünyanın her tarafında olduğu gibi Arap kültüründe de bir eşyadan, erkeği eğlendiren bir hizmetçiden pek fazla bir farkı yoktu.

İslam gelince kadını hanım efendi, erkekle bir elmanın iki parçası gibi gördü ve gördürdü.

İbn Aşur’un da ifade ettiği gibi, örneğin, “Eğer karı-kocanın (eşlerin)birbirinden ayrılacaklarından endişe ederseniz, o vakit, kendilerine erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. Eğer İki taraf (gerçekten) işi düzeltmek isterlerse, Allah onları uyuşmaya/uzlaşmaya muvaffak kılar. Şüphesiz Allah  alîm ve habîrdir/her şeyi bilir, bütün niyet ve maksatlardan haberdardır.” (Nisa, 4/35) mealindeki ayette erkekle aynı konuma sahip bir kadın var ve ona verilen değer, o güne kadar hiç bir sistemde görülmemiştir. (ibn Aşur, Bakara 228. ayetin tefsiri)”

İslam sevmeyi neden yasaklasın? Aksine güzel sevmeyi emrediyor. Ne diyor Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, “Evlenin, çoğalın; zira ben, kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar ederim."  (Beyhakî, VII/81)

Evlenmede asıl hedef, Allah’ı ve Rasûlü’nü hoşnut edecek bir neslin yetiştirilmesidir. Onun için mütedeyyin, milletine aşık, ailesine sımsıkı bağlı, çocuklarının terbiyesi üzerinde hassasiyetle duran kimseler, değişik çarpık düşüncelere rağmen, yoluna ve usulüne uygun şekilde çocuk sahibi olma konusunda kat’iyen tereddüt etmemelidirler. Zira böyle bir neslin çoğalması ümmet-i Muhammed’in yüzünü güldürecektir. Kadın ve erkeğin evlilikteki yerine gelince;

“Bir geminin iki kaptanı, bir ordunun iki komutanı, bir memleketin iki sultanı olmaz, olamaz ve olmamalı. Elbette kainat içinde küçük bir gemi, küçük bir ordu ve küçük bir memleket olan bir ailede de, iki kaptan, iki ordu ve iki sultan olmaz, olamaz ve olmamalıdır.

İşte ailede olması gereken bu kaptan, bu komutan ve bu sultan; kadının kocası ve  çocukların babasıdır.

“Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir (onların reisidir)ler. (Bu) Allah’ın (insanlardan) bazılarını (erkekleri) bazısından (kadınlardan) üstün kılması ve (erkeklerin kendi) mallarından sarf etmeleri sebebiyledir. Saliha kadınlar ise, itaatkâr olanlardır…” (Nisa, 4/34…)

Ayeti kerimeden de anlaşılacağı üzere, kadınların idare ve sevki erkeklere bırakılmıştır. Bunun için de ayette iki tane sebep zikredilmiştir.

Birinci sebep: Erkeklerin kadınlardan daha üstün olması gösterilmiştir. Peki, bu üstünlük nedir ve hangi konulardadır.

Fahreddin Razi (r.a) şöyle der. “Bu üstünlük iki yönden olur.

Birincisi erkeklerin özelliği ile ilgilidir. Erkekler daha akıllı, daha ilimli ve daha kuvvetli olduklarından kadınlardan üstün olmuşlardır.

İkincisi ise dini açıdan üstünlüktür. Erkek kadına göre mirastan daha fazla alır, erkek cihat eder, ezan okur, hutbe okur, itikâfa girer, erkeğin şahitliği kadına göre daha kuvvetlidir. Yanlışlıkla ve hata ile olan ölümlerde erkeğin katil olan akrabası için ödenen diyete iştirak etmesi… gibi dini emirler gösterilebilir.” (Razi, ilgili ayetin tefsiri)

İkinci sebep: Erkeğin malından harcamasından dolayıdır. Erkek kadına mihr verir, evliliğin masraflarını karşılar ve kadının ve çocuklarının her türlü nafakası erkeğin üzerinedir. Hatta doğan çocuklarını annesi ücretsiz emzirmek istemese erkek ona ücret ödemek zorundadır.

Ayet bu iki sebepten dolayı evin idare ve sevkini erkeğe bırakmıştır.”

Peki İslam zinayı haram kılmışsa biz görmeden, konuşmadan nasıl evleneceğiz?

Bir adam Ensâr`dan bir kadınla evlenmek istedi de Rasûlüllah ona: “Onu gör, çünkü Ensâr`ın gözlerinde bir şey (küçüklük ya da çakırlık) vardır.” buyurdular..(Müslim nikâh 12) Câbir`in rivâyetinde: “Biriniz bir kadına talip olur da onun hoşuna gidecek ve kendini ona çekecek taraflarına bakma imkânı bulursa baksın.” denmiştir.(Ebû Dâvûd, nikâh 19; Hadîsi ayrıca Hâkim, Beyhâki ve A.b. Hanbel`de rivâyet etmişlerdir.) Ebû Hümeyd`den nakledilen Hadîs-i Şerîfte: “Biriniz kadına tâlip olduğunda, evlenme gayesiyle bakmış olduktan sonra ona bakmasında günah yoktur.” buyurulmuştur. (Müsned (Tertîbü`1-müsned) XVI/154; Hadîsi ayrıca Bezzâr ve Taberânî de rivâyet etmişlerdir. bk. Heysemî, Mecma`uz-zevâid IV/278) Mugîre b. Şu`be: “Bir kadına tâlip olmuştuk. Rasûlüllah, "Ona baktın mı?” diye sordu. “Hayır”, dedim. “Öyleyse onu gör. Bu, aranızı bulmada etkili bir yoldur” buyurdular.“ diye rivâyet etti.(Müsned (Tertîb) agy.) Muhammed b. Mesleme (Mebsût`ta Muhammed b. Ümmi Seleme deniyor) gözüyle Dahhâk kızı Büseyne`yi takip ediyordu. Niyeti onunla evlenmekti. Kendisine: "Sen Rasûlüllah`ın ashâbından olasın da böyle yapasın, yakışır mı?” dendi de o şu cevabı verdi: Ben Rasûlüllah`ın şöyle dediğini duydum: “Allah bir adamın kalbine bir kadınla evlenme niyeti koyarsa, artık ona bakmasında bir beis yoktur.”(Müsned (Tertîb) agy.; Hadîsi ayrıca Sâid b. Mansûr, Ibn Mâce, Ibn Hibbân ve Beyhakî rivâyet etmişlerdir.) Buraya kadar verdiğimiz hadîs-i şerifler Hanefi fıkıhçıları Cessâs ve Serahsî`nin görüşlerine delil olarak zikrettikleri hadîslerdir.(bk. Cessâs, Ahkâmü`1-Kur`ân V/173; Serahsî, Mebsût X/155) 

Bu hususta lütfen dikkatli olun. Evlilik niyeti ile çıktığınız yolda şeytan sizlere musallat olmaya ve yapılanları meşru göstermeye gayret edecektir. Az evvel paylaştığım hadislerde de gördünüz. Evlilik öncesi görüşmeler bir ölçüye göre değerlendirilmiş bu ölçü içerisindeki konuşma ve görüşmeler meşru kabuul edilmiştir.

İnsan yaşayacaklarını bilemiyor. Kimse bir yola zor şeyleri yaşamak için çıkmıyor. Siz kaderinize razı gelerek ve kaderinizi severek yaşarsanız mutlu olabilirsiniz. Fikir ayrılıklarımız olmuyor mu elbette oluyor fakat hem karşınızdaki insan hem de siz bir miktar özveri gösterdiğinizde iki dünyanız da cennet oluveriyor. Olumsuzlukları kafanızda büyütmeyin. Bakın herkes size tavsiye verirken hem en kötüsünü düşünür. Yaşadığı en kötü anıyı. Evlilik sürecinden geçmiş bir hanımkız daima altınların ne kadar problem olduğunu anlatır. Kimse size iyi anısını anlatarak tavsiye vermez. Doğum yapmış bir abla hep acısından sancısından bahseder. Kimse size bu Allah’ın bir lütfu demez. Her birimiz imtihanlardan geçiyoruz ve yaşadığımız zorlukları başkası yaşamasın diye daima bu zorluklar üzerinden nasihat vererek daha bu sürece girmemiş kişilerin gözlerini korkutuyoruz. Kimseye kulak asmayın. Allah için karşınızdaki insanı eksikleriyle hatalarıyla sevin. Gece gibi kusurlarını örtün. Allah’ında buyurduğu gibi birbirinize örtü olun. En sevdiğim ayetlerden bir tanesidir şu ;

Kötü kadınlar, kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yaraşır. İşte bu temiz olan, (iftiracıların) söylediklerinden çok uzaktırlar. Kendileri için bağışlanma ve güzel bir rızık vardır. ( Nur süresi 26) Öyleyse ne mutlu iyi ve temiz kalabilenlere..

Peki bizler evlilik arefesinde karşımızdaki beye veya hanıma neler soracağız?

İşte tam da burada iş size düşüyor. 

  • Sizin önceliğiniz nedir? 
  • Evlilikteki hayaliniz nedir? 
  • Ne için evleniyorsunuz?

Tüm bunları düşünerek bir yola çıkmanız gerekiyor. İki taraflı anlayıştan geçiyor geçinebilmek. Birbirinize alışma sürecinde zaten az çok vakıf oluyorsunuz ileriki yaşantınıza. Ben annem gibi, babaannem gibi yeri geldiğinde fedakarlık yapıp bir adım geride durmayı biliyorum, eşim babası gibi, annesinden gördüğü gibi beni hep bir adım önde tutmayı biliyor. Önceliklerini bana göre ayarlıyor. Zaten bir yerde ufacık bir dengesizlik olduğunda bütün ipler kopar. Ben maddi gücüm var gözü ile, ekonomik özgürlüğümün egosu ile hareket ettiğimde eşim istediği kadar beni ön planda tutsun bir yerde muhakkak bir çatlak oluşacaktır. Veya ben istediğim kadar fedakarlık yapayım, hem eve hem işe yetişmeye çalışayım, kariyer planlarını falan çöpe atıp annelik vasfı ile şerefleneyim eşim anlayışsız höd höd bir herif olduktan sonra hepsi boş kalır. Yani demem o ki tek taraflı olmuyor. Olmaz. Bu sebeple evlilik ilişkilerinde dikkat edilmesi gereken ilk şey uyum olmalı. Eşinizle ne kadar uyumlusunuz? İleride düzeltirim nasılsa diyerek göz yumduğunuz ama kabullenemeyeceğiniz huyları var mı? Ona ne kadar tahammül edebiliyorsunuz?  Bir yıl sonra bile ona aşkla bakabiliyor, her huyuna, bakışına, duruşuna sadakatle bağı kalabiliyorsanız, dünyayı yalnız onun etrafında döndürüyor, merkeze onu yerleştiriyorsanız siz olmuşsunuz demektir. Bir de şu var, bir ilişki, bir adım nasıl başlarsa öyle devam ediyor. Birbirinizi ne kadar süredir tanıyorsunuz ve bu süre zarfında kaç kez hangi konular üzerine tartıştınız. Kendi içinizde bence bunun analizini yapmalısınız.

Demiştik ya şeytanın oyunlarından biri evleneceğiniz insanı ararken sizi farklı yollara çekmek, aman canım nasıl olsa evleneceğim diye düşündürerek sizi zinaya itmek. Hiç unutmuyorum bir kardeşimiz anonimden şey yazmıştı; abla bir insanla evlendiğimizde onunla bekarken işlediğimiz tüm günahlar siliniyormuş doğru mu? İnsanın kanı donuyor. Gerçekten bunları gençlerimize kimler aşılıyor? Hangi kitaplar yazıyor?

Şeytanın bir diğer oyunu da maalesef ifşa..

     İnsanlar hayatlarını ifşa etmeye bayılıyorlar. Ve şeytan hep daha fazlası ile cezbediyor insanı. Yatak odanı paylaştın, beğenildin.. şimdi elbise kombinini paylaş. Bu da çok beğenildi. Şimdi kocanla el ele yemek masanızı paylaş. Bu da çok beğenildi. Sırada romantik akşam oturmalarımız var. Aman Allahım onlarda çok beğeni aldı. Şimdi hamilesin ultrason görüntülerini at. Hatta video çek. Doğmamış çocuğu ifşa et. Offf takipçi sayın yükseliyor devam et. Kocanın başının etini ye kendine çiçek göndert. Sonra onu paylaş. Vs. Vs. Vs. Görüyorsun ya kardeşim bunun sonu yok. Bizler de sanıyoruz ki tüm evlilikler mükemmel bir bizimki sorunlu. Herkes evli bir biz bekar. Oysa öyle değil. Nasıl biliyor musun?  Altıda çıkıp yedide eve geldin. Kocanın gelmesine bir saat var. Üstünü değiştirmeden hemen ellerini yıka sıcakta olsa bir çorba yap. Çünkü zaten nöbette, sağda solda hazır gıdalar yiyor. Midesi yumuşasın. Banyo dağılmış yine onu toparla. Ne! Sen toparladıktan sonra eşin duş mu aldı. Olsun bir daha topla. Beyazlar bitmiş adam ne atlet giyecek? Bulaşıklar birikmiş makina kokacak!? Kitaplıkta baya tozlanmış. Daraldın mı işten güçten. Trip at! Sonra eşin gönlünü alsın :) bugün izinliyim deyip ev işlerini yapsın. Seni hiç yerinden kaldırmasın. Bir öyle bir böyle yani ablacım. Hayat karşılıklı güzel. Karşılıklı anlayış, karşılıklı özveri ile.

UNUTMAYIN

Kiminle evleneceğimiz ezelden muayyen olup, hiçbir surette değişmeyeceğini, hatta Ashab-ı Kiram’dan bir zatın Peygamberimize, “falan kadınla evlenmek istiyorum, duâ buyurun.” demesi üzerine; Peygamberimiz; “eğer sana İsrafil, Mikail Ve Hamele-i Arş (Arş-ı Ala’yı taşıyan Melekler) duâ etse,  aralarında ben de bulunsam,  gene sen ancak senin için yazılan kadınla evlenirdin.” buyuruyor.

-Hadis-i Şerif / Ramuzü’l eHâdis:357/ 9

Bir de şey var, cennet meyvesi.. Onunla alakalı gelen soruları da başka zaman yanıtlarız inşallah. Uzun bir yazı oldu hakkınızı helal edin..

Avatar
reblogged
Avatar
siir365

Yıldızları Tek Kelime İle Tanımak… Onlar gideli çok zaman oldu, O ve O’nun arkadaşları.. Ve takip edenler.. Biz ise burada çaresiz ve yalnızız, Dua ediyor ve bekliyoruz ümitle.. Geri dönüp, gittikleri kutlu yere Bizi de götürsünler diye… 

Avatar

Başa sar sar dinle.. Huzur buluyorum,hiç bitmesin istiyorum. Bu çocuğu bulun bana.

tekrardan karşıma çıkaran Rabbime hamdolsun

Sürekli düşünüyordum ve yeniden nasıl bulacağım endişesinde iken karşıma çıkaran Rabbime hamdolsun..

Avatar
mavikarmasik

Buruc süresi okuyor maşallah

Avatar
reblogged

Allah'ım, ben, ismin hakkına sana el açıyorum, (hacetlerimi) sen-den diliyorum; ey Allah, ey dünyada hem mümine hem kâfire merhamet eden (Rahman), ey ahirette sadece müminlere merhamet edecek (Ra-hîm), ey iyilik ve ikramı bol olan (Kerîm), ey her şeyi ayakta tutan (Mu-kîm), ey azamet ve yücelik sahibi (Azîm), ey varlığının evveli olmayan (Kadîm), ey her şeyi bilen (Alîm), ey kullarını cezalandırmada acele et-meyen hilim sahibi (Halîm), ey hikmet sahibi (Hekîm)! Münezzehsin sen, ey kendisinden başka ilâh olmayan! İmdat! İmdat! Kurtar bizi ateşten ey Rabbim…

Avatar
reblogged

içimdeki mahşer, dilimdeki suskunluk.

Avatar

Bulaşık yıkarken dua et. Yıkanacak tabaklar olduğuna şükret; Çünkü bu, yiyecek bir şeyler olduğunu, birilerini doyurduğunu, birileriyle ilgilendiğini, yemek yapıp sofra kurduğunu gösterir. O anda yıkayacak tek bir tabağı olmayan, sofra kuracağı hiç kimsesi ve hiçbir yiyeceği olmayan, milyonlarca insanı düşün..

Avatar

Her çay yudumunda;  Bize yine susuşlar. Bize yine dualar.. Bize yine bekleyişler kalıyor. Ve Allah yetiyor azizim, bakma Allah yetiyor.

You are using an unsupported browser and things might not work as intended. Please make sure you're using the latest version of Chrome, Firefox, Safari, or Edge.