Cânım insan..
" Umutla olanın artık olmamasını, olmayanın olmasını bekleyenler var. Aş bekleyenler, iş bekleyenler, kısmet bekleyenler var. Şifasını, devasını bekleyenler var. Bin bir endişe ile akıbetini bekleyenler var. Mezuniyet bekleyenler, karne bekleyenler, emeklilik bekleyenler var. Borcunun bitişini, huzurun gelişini bekleyenler var. Baharı, yazı bekleyenler, mevsimi mevsime ekleyenler var. Eşini, evladını, ahbabını bekleyenler var. Sanki yirmi dört saat bir durakta otobüsün gelmesini bekleyenler var. Kapıların açılmasını, bahtının açılmasını, ufkunun açılmasını bekleyenler var. Sabahı bekleyenler, akşamı bekleyenler var. Bitmek bilmeyen uzun bir bekleyiş hali içindeyiz hepimiz. Biz böyle bekleyedururken şimdiki zaman ayaklarının ucuna basarak gelip geçiyor içimizden. “Bir şey kaçırdım mı?” diye sordu nefes nefese gelen. “Evet kaçırdın” dedi orada olan, “geride bıraktıklarını ve ulaşmaya çalıştıklarını”. Bil ki her ân sadece bulunduğun yerdesin, ne bir adım öncesinde, ne bir adım sonrasında.."
"Kalplerin asayişi sahiplerinden sorulmuyor.."
Bazı rüyalar birtakım gerçeklikten daha gerçek..
“Merhamet, kalbin aklıdır..”
Yoksa sizin çiçek dürbünü alanlarınız yok mu 🥰
Hep bir başlangıç olur adın
Tüm hikayelerin evvelinde ve dahi ahirinde
Bir esintidir gülüşün yaşanmamış tüm çağlara..
Ey kelimeleri kalbimizin
Ey sarıp sarmalayan, tutup kuşatan
Dipdiri tutan merhameti o mazlum kalbimizde
Seçilmiş kardeşleriz yeryüzünde..
Dostuz..
Hayat hengamesini bıraktığımızda bir köşede
Rengarenk çiçekler açıyor yine ve yeniden defalarca
Zaman acımasızlık vasfını yitirip sesleniyor
Huzurunuz..
Geçip gideniz elbet, varıp bekleyen aynı zamanda
Bir umut yolcusuyuz..
Kalpten kalbe gidenim
Serçeler uçuşuyor gülüşlerinde
Vazgeç aramaktan kendini başka masallarda
Oradasın işte, kalbin yanı başında..
“Belki aramızda konuşmuyoruz, belki birbirimize söylemiyoruz ama sanki hepimiz bir şey olmasını ve bugün yaşadığımız ‘şey’in değişmesini bekliyoruz. Yaşadığımız şu zamana, bugüne özgü şu yaşama hallerine, biçimlerine sanki tam olarak yerleşmiyoruz. Hep birazdan kalkıp başka bir ‘şey’e gidecek gibiyiz. Ya burada, şu anda, şu zamanda, bizi tam olarak içine almayan bir şey var ya da biz arıyor ama bir türlü kök salacak bir avuç toprak bulamıyoruz bugüne özgü bu hikayede kendimize. Daha tanıdık, daha yerleşmeye elverişli, daha bizi içine alacak bir şeyler oluncaya kadar vakit geçirmeye çalışıyoruz sanki. Kendimizi bir şeylerle meşgul ederek... Bir bekleme odasındaymışız gibi sanki, dünyanın içinde bir araftaymışız gibi. Geçip gitmesini beklediğimiz şu zamanlar, şu günler, şu geceler, gerçek hayatımız değilmiş gibi!”
“Gerçek kelâm kalptedir, söz sadece onun delil ve işaretidir.”
Kudüs, Filistinin başkentidir !
Âh..