Yarın çok önemli bir iş görüşmesine gireceğim, ayağa kalkıp birden istiklal marşı okumaya başlarım gibime geliyor. Her fav bir sen halledersin sevgiliplath’tir. Gerisi allahu tealayaaa emanet.
Anonymous asked:
Yaşıyor musun?
yaşıyorum, çok çalışıyorum o yüzden buralara uğrayamıyorum. @yillanmamisarap ve @selcandy okuyup çıkıyorum genelde. ama bu yoğunluk ağustosta bitecek. bu sorunun da vesilesiyle hukuk okumayın arkadaşlar sjdjfkl.
Lgbti+ bireylerin cezaevlerinde hangi konumda olacağını tartıştık bugün İzmir Barosu yönetim kurulu üyelerinden biriyle. Çok keyifli bir tartışma oldu fakat tatmin edici bir cevaba ulaşamadık. Tutuklu veya hükümlüler, örneğin trans bireyler, hangi koğuşta kalmalı? Onlar için kadın ve erkek koğuşundan ayrı olarak bir yer yapmayı planladıkları ve bu şekilde sorunun(!) üstesinden gelebilecekleri belirtiliyor fakat bu lgbti+ bireylerin kendilerini daha rahat hissetmesi için mi yoksa soyutlanması ve farklı hissetmesi için mi yapılıyor emin değiliz. Niyetten emin olamadığımızda da olması gereken için ortak bir noktada buluşamıyoruz.
Hukuk camiasından veya değil, bu konuda ne düşünürdünüz? Lgbti+ bireyler için, özellikle trans bireyler için ceza infaz kurumlarında tamamen farklı bir yer olabileceği size ne hissettirdi? Eğer olmasaydı nasıl bir çözümünüz olurdu? Çözümünüz Türkiye’de uygulanabilir miydi? Cevabınız hayır ise başka ne yapabilirdik?
sevgiliplath reblogged
ilayda beni haftada bir cundaya çağırıyor bunu evlilik teklifi olarak yorumluyorum
benim evimi cundaya tercih ediyor.. bana aşık diye yorumladım
Anonymous asked:
Selam avukatsın sanırım bende ilerde avukat olmak istiyorum eğer uygunsan avukatlığın avantajlarını ve dezavantajlarını yazar mısın ? Sence onca yıl çalışmaya değen bir meslek mi ?
Merhaba, bu siteye 3 haftadır giremiyor olmama sebep olan meslek sjfjfkl. Bugün bir meslektaşımızın başına gelenlerden sonra objektif bir yorum yapamayacağım. Mesleğime aşığım, icra etmekten çok keyif alıyorum. Fakat bu ülkede avukatlık kurumu gittikçe değersizleştiriliyor maalesef. Bu konuda çok üzgünüm ve kimseye içtenlikle tavsiye edemiyorum. Yine de birçok avantajını sayabilirim. Eğer bana mesaj atabilirsen sorularına cevap verebilirim.
sevgiliplath reblogged
“hiçbir şey hissetmiyorum. o zaman niye geldin diyeceksin. doğru kapanışı yapalım istedim. ben seni nasıl yendim biliyor musun? hiç bi şey hissetmeyeceğime kendime söz verdim. yaptığım her şey nasıl yalan biliyor musun? o gülmeler kıvırmalar hayattan tat almalar nası yalan biliyor musun? hani sen o bıçağı aldın benim içimi oydun ya, işte ben seni öyle yendim. bi daha da içime hiç bi şey koymadım. hepsi rol. bi şey hissettiğim zaman naparım biliyor musun? hani kuşlar uçar, bi güzel resme bakarsın. hep aklıma bi görüntü getirdim. sen beni bırakıp gidiyorsun. gelecek diyorum pişman olacak, gelecek. gelmiyorsun. ben sadece bu duyguya izin verdim. işte öyle yendim seni. sana bakınca bi şey daha geliyor aklıma. sırt sırta vermişiz. sen kaç kurtul diyorsun, ben gitmem diyorum. zannediyorum ki bu sefer ben kurtarıcam seni. ama izin yok. böyle duygulara izin yok. şimdi sana bakıyorum ve nefretten başka hiç bi şey hissetmiyorum. şimdi sen burda yatıyorsun. ben seni bırakıp gidiyorum ve giderken hiç bi şey hissetmiyorum.”
Aşırı hareketlerden, aşırı ilgiden, aşırı duygusallıktan ve aşırı olan her şeyden her zaman korkmak lazım. Ortalama ve kararında sevgi, olması gereken kadar ilgi yeterli. Aşırıya kaçan her hareketin altında aranması gereken bir bit yeniği vardır, hiç şaşmaz.
Arkadaşlar bu ülkede uyuyan devi uyandırmadan, ince ince ve çok yavaş işleyen bir yasaklama politikası uzun süredir var ve bir o kadar uzun süredir de bizim elimizden hiçbir şey gelmiyor. Sadece sokak röportajları izleyerek ve twitter altı yorumları okuyarak bile bir bok olamadığımızı anlayabiliriz. Ses çıkarmaya devam edecek miyiz evet edeceğiz ama bir şeyi değiştirebilecek miyiz, sanmıyorum ama umarım. Kliplere, filmlere, dizilere sansür geldiğinde; onur yürüyüşlerine izin verilmediğinde, kanunsuz para cezaları ile bacanaklar bile zenginleştiğinde, liyakat bittiğinde her şey çoktan değişmişti zaten. Şaşırmamakla birlikte üzülmeye devam ediyorum. Bir yaprağına bile olsa yararım dokunsun istediğim bu ülkede söz sahibi olamadığıma çok üzülüyorum.
Duruşmaya giderken/Köpek gezdirmeye giderken
Bir ara sağdaki kombinle de duruşmaya gitmeyi düşündüm ama duruşma salonundan atılan avkat olmamak için vazgeçtim, haftanın özeti.
Masterchef ve benzeri gastronomi programlarında sürekli tekrar edilen Michelin Yıldızı’nın otomobil lastiği firması Michelin olduğunu yeni öğrendim ben. 1900’lü yıllarda Fransız kamyonculara şehirdeki restoranların yerini göstermek için hazırladığı bir rehber yıllar içerisinde en iyi restoranların ve otellerin listelendiği Kırmızı Michelin Rehberi’ne dönüşmüş.
1-3 yıldız arası değer alabilen restoranlara 100 yıldır kim oldukları bilinmeyen damak tadı uzmanları gidiyor ve restoranı bu aralıkta puanlıyormuş.
1= Kategorisinde gerçekten iyi bir restoran
2=Mükemmel yemekler, yeniden ziyaret edilmeli
3=Fevkalade yemekler, denemek için seyahate değer anlamına geliyormuş.
O kadar çok restoran ve aşçı bu sayede ünlenmiş ve bir o kadarı da sırf bu sebepten iflas etmiş ki insan hayret ediyor. Sen çık kamyonculara el kitabı çıkar, yıllar geçtikçe bu el kitabı dünyanın en iyi şefleri arasında bir yarışa dönüşsün. Çok acayip şeyler bunlar.
Cinsiyet neye göre belirlenir?
Genital bölge? Ruhani durum? xy kromozomu? Doğurganlık? Ses tonu?
Eğer öyleyse interseksler, translar, rahmini aldıranlar? Bizim dış dünyadaki gözlemlerimize dayanarak verdiğimiz kararlar bizi doğru noktaya götürmez, götürmemeli. Otomatik olarak böyle bir yargıya varamamalıyız. Peki neden böyle bir ayrıma giriyoruz? Tamamen tarihsel kimliğimize yer etmiş bir ayrım metodu bu. Yıllar geçtikçe, insanlar alıştıkça, çokça tekrar edildikçe fark etmeden içimize işleyen bir anlayış. Toplumsal hafızamızda yer alan kanıksanmış ve ezberlenmiş bir bilgiden başka bir şey değil.
Bazen en kritik zamanlarda şunları sormamız gerekir, varlığımızı belirleyen yalnızca kadınlık ve erkeklik mi? Buna ihtiyacımız var mı? Birbirimizle ilgili bu kadar ayrıntılı bilgiye ihtiyacımız var mı? Herkes hakkında bir tanımlama yapma ihtiyacını neden hissediyoruz, bunun bize bir faydası var mı? Bu soruların cevaplarıyla kendinizi ikna edebilirseniz, tebrik ederim, ezberlenmiş hafızanız biraz olsun kırıldı. Ben kendimi hala ikna edemedim.
Her zaman ve her şeyde olduğum gibi covid testim de negatif arkadaşlar endişeye mahal yok
Covid test sonucu bekliyoruz yere çöküp
Trençkot giyip evrak çantası takınca beş saniye içinde taksici abiler tarafından hukuki danışma ablukasına alınıyorum, birilerine yanlışlıkla bağını bahçesini sattırmam inşallah hayırlı günler
sevgiliplath reblogged
evet adli bir bilgi veya anayasal onay isteyen varsa bu sitede üç avukatım var.. sushiside hanım, çerkes bebek ve karım ilayda.. onlarla muhatap olabilirsiniz
Günaydın, her gün ayrı bir icra dairesinde covid çıktığını kapıya gelip bu insanlarla yüz yüze iletişim kurduğumuzda öğreniyoruz. Resmi olarak yalnızca 1 kişide çıktığı için de hemen kapıları kapatıp karantinaya almıyorlar. Sadece girmeyin demekle yetiniyorlar. Kapılarda oluşan kuyruklarda sosyal mesafeden bir haber insanlar, yalnızca onlara covid bulaşıyormuş da bizim hiç umurumuzda değilmiş, boşu boşuna daireye gelmişiz gibi davranan memurlar, bir meslek örgütünü hiç düşünmeyen bir iktidar. Her gün çalıştığım kurum evden çalışma kararı alsın diye dua etmekten başka yapılabilecek hiçbir şey yok. Kimse kimsenin canını düşünmüyor bu ülkede çünkü.