Avatar

Menzil Yolu

@menzilyolubuhara / menzilyolubuhara.tumblr.com

www.twitter.com/MenzilYolu
Avatar

Peygamber Efendimiz (s.a.v) cenaze namazı kıldırdığında şöyle dua ederdi:

Avatar

“Şevval orucu Ramazan ayındaki oruç ruhaniyetini nafilelerle devam ettirmenin bir telkinidir.”

Avatar

“S.Muhammed Mûrteza yeni doğmuştu.. Mübarek Seyyidimiz her zamanki gibi hizmet gerekçesiyle İstanbul'a gelmişti.. Yaklaşık 6 ay sürecekti bu hizmet. Ve bu süreçte köyüne dönmeye fırsat dahi bulamayacaktı. Seyyidimiz Mübarek, kendini hizmete o denli vermişti ki, (deyim yerindeyse diyemem çünkü öyledir) anadan babadan yardan diyardan geçmişti. Her anı hizmet dolu yoğun geçen bir 6 ayın ardından köyüne, bir Baba'dan da öte Sevgilisi'nin (k.s) yanına gitme vakti gelmişti. Abdestini aldı, arabasına bindi ve hizmetin saadetli neticesinin verdiği keyifle bir hasret sigarası yakıp yola koyuldu Mübarek Seyyidimiz.. Kocaeli, Düzce, Bolu, Ankara, Maraş, Adana ey yâr bitmez mi bu yollar? Eee kolay mıydı bu yolculuk? Yârinin k.s diyârına gidiyordu… Ve nihayet vardı köye… Köy, köylükten çıkmıştı yine… Mahşerin provası bâbında bir kalabalık. Herkes ve herşey sarhoş… “O k.s benim altımda olmasın” diye hanenin üstünde uçmaya haya eden kırlangıçlar bile dut gibi âşık! Seyyidimiz dünyâsına kavuşmuşcasına girdi hâneye… Büyüğümüzün (k.s) elini öptükten sonra ehl-i beyt efradıyla selamlaştı… Sâqî (k.s) abisi, S. Fettâh (k.s), S. Emin derken bir de baktı ki Seyyid Taceddin'in kucağında bir çocuk. S.Taceddin, büyüklerimizin huzurunda çocuğu öpüp kokluyor, onunla oynaşıp keyifleniyor. Mübarek Seyyidimiz düşünüyor; “Allah Allah… Bu çocuk sofilerinse S.Taceddin niye bu denli seviyor? Yok Taceddin'in çocuğuysa Taceddin böyle âdâbsızlık yapmaz. Büyüğümüzün k.s yanında çocuk sevilir mi?” Sonunda S.Taceddin'in yanına yanaşıyor Mübarek Seyyidimiz. - “S.Taceddin” diyor, “Hele bu çocuk kimdir?” S.Taceddin edebsizlik olmasa neredeyse keyiften kahkaha atacak: - “Mübarek” diyor “Allah (c.c) razı olsun, bu Mûrteza'dır..” 《Hizmet evlâddan da evlâdır diyenlerin (k.s) kapısında olmak》”

Avatar

“Tasavvufun özü olan manevi terbiye, insanın varlığını tamamlar ve onun aslındaki cevheri ortaya çıkartır.”

Avatar

Hayırlı kandiler

Öğretmen emeklisi bir kardeşimiz vardı. Virdini bırakmış. Bir gece rüyasında kendini sekerat halinde görüyor. Sekiz şartta anlatıldığı gibi ölüm hallerini yaşıyor. Şeytan, babası kılığında geliyor ve ölüm harareti sarmış kardeşimize su ikram ediyor. Fakat insanı dinden çıkaracak bir söz söyletmeye çalışıyor. -“O sözü söylersen suyu vereceğim” diyor. Çok bunalıyor kardeşimiz. Tam suya uzanacağı zaman güç bela, -“Gavsım himmet!” diyebiliyor. Ruhunu bu şekilde teslim ediyor. Rüyasında yıkandığını, kefenlendiğini, namazının kılındığını görüyor. Aynı bize sekiz şart talimatlarında anlatıldığı gibi. Kabre konulduğunda sorgu melekleri geliyor. Soruların cevabını bildiği halde dili dönmüyor ki söylesin. Melekler de cevap alamayınca eziyete başlayacak. Kardeşimiz yine güç bela yine, -“Gavsım himmet!” diyebiliyor. Sadatlar gelince dili çözülüyor, suallere cevap verebiliyor. Kardeşimizi alıp sıratın başına getiriyorlar ve ona, -“Burayı geçersen kurtulacaksın” diyorlar. O da yürümeye başlıyor. Fakat bir süre sonra ayağı kayıyor ve düşmeye başlıyor. Elleriyle sırat köprüsüne sarıldığını görüyor. Yavaş yavaş elleri yorulmaya başlıyor. Aşağıya bakıyor, cehennemin dehşetli ateşini görüyor. Tam düşeceği zaman yine -“Gavsım himmet! Niye yardıma gelmiyorsunuz? Biz, sekiz şartı anlatırken ölüm anında, sekeratta, kabirde, sıratı geçerken sadatların yardıma geldiğini, yanı başımızda olacağını söylüyorduk. Ne oldu. Hep son anda geliyorsunuz?” diye feryadu figan ediyor. O sırada Gavs-ı Sani hazretleri uzakta görünüyor. Kardeşimiz seviniyor ama mübarekler hiç oralı değil. Sanki cehenneme düşecek o kardeşimizi görmüyor, feryadını duymuyor. Ağır ağır yürüyerek, o tarafa doğru geliyor. Yanına yaklaşınca da kardeşimiz yine, -“Gavsım himmet! Niye yardıma gelmiyorsunuz? Sadatların ölüm anında yardıma geldiğini, yanı başımızda olacağını söylüyorduk. Ne oldu. Hep son anda geliyorsunuz” deyince mübarekler, -“Sofi! Virdini çekeceğine söz ver irsen sana yardım ederiz. Yoksa..” diyor. O kardeşimiz de, -“Kurban vallahi söz, billahi söz” diye bağırarak uyanıyor. Bu kardeşimiz dersini çekmeye başlıyor ve iki ay sonra da vefat ediyor.

Avatar

"Şeriatçı"ne kadar cahilce ve kötü bir benzetme! Şeriat Allah'ındır Şeriat Hz.Peygamberindir Şeriat Kur'an-ı Kerimdir Şeriat; yaratılmış tüm varlıkların nizamıdır Atomlar şeriat çerçevesinde hareket ederler Dünyanın içinde bulunduğu ve diğer galaksiler şeriat nizamı içindedirler. İnsanın yaratılışı şeriat içinde döner...

Avatar
Ömür, temmuz güneşi karşısında kardır.

Şeyh  Sa'dî-Şirâzî  (k.s)

Avatar
Fâni varlıklarda görülen güzellik, ilâhî güzelliğin iğreti olarak onlara aksetmesinden ibarettir. İğreti güzelliklere bakma da, sen onun aslını, yani güzelliği vereni ara!

Mevlânâ (k.s)

Avatar
İlim çoktur, ömür kısadır. O halde oyalanma, ihtiyacın olanı al; gerisini bırak!

Selman-ı Farisi

Avatar
İbadetin anahtarı tefekkürdür. İbadette doğru olmak ise, nefsin heva ve heveslerini terketmektir

Zünnun-i Mısrî (k.s)

Avatar
Ey bir yerde durmayan, sebat etmeyen, rızık için didinip duran, koşan kişi! Sakin ol, yuvarlanan taş üzerinde ot bitmez.

Sa'di Şirâzî

You are using an unsupported browser and things might not work as intended. Please make sure you're using the latest version of Chrome, Firefox, Safari, or Edge.