Yazmayı yeni öğrenen çocuklar gibi, biraz heyecanla birazda inatla ilk önce annesinin adını yazmaya başlamak gibiydi aşk. İlk önce sevilen insanların adı yazılırdı, sonrası zaten gelirdi. Ben sana yazılan ilk mektuplarımı matematik dersinde yazdım. Hoca açılardan bahsediyordu, bense seni seviyordum. En güzel halinle, en güzel kelimeleri matematik dahisi edasıyla sana yorumluyordum. Biraz utangaç tavrım, biraz sen samimiyeti ve üçgenin iç acıların toplamında sen çıkıyordun benim matematik dersimde. Hayatın sınav olduğunu biliyordum da, benim seninle sınava çekileceğim aklıma gelmiyordu. İzlediğim saçma sapan filmlerde, yada tasadüfen denk geldiğim radyodaki herhangi bir şarkıda aklıma gelmenin hiçbir manası yoktu. Ama hiçbir surete, hiçbir şiire sığdırılmayan aşkı da, anlatamıyordu insan işte. Sadece gözlerinin gördüğünü seviyor, kalbinin bir parçasını onda bırakıyor ve sonra onunla yaşamaya devam ediyordu. Onunla gidiyordu her yere, onunla konuşuyordu geceleri ve bin bir hileyle aklın onu soymasına, kalbin utangaç hali ve korumacı yönü ağır basıyordu. Birini sevdiğin zaman, onun hakkında hiçbir olumsuz ve kötü düşünceye izin vermez kalp, sevmek, korumak ve onunla ilgili en güzel cümleleri kurmak adına savaşır akılla. Hangi mantık, hangi düşünce seven bir kalbe karşı koyabilir ki? Kalp severse, akıl susar, Kalp severse, aslında herkes susar. Tüm seslere sağır olur insan. Matematik dersindeki hiçbir konuyu anlamadım seni sevmekten başka. Ve hocanın anlattığı türev dersinden de seni çıkarttım, edebiyatın en güzel cümleleriyle.
Kısacası; Hayatın tüm karmaşasından, insanların bir birleriyle olan menfaat ilişkilerinden, sanayi devriminin insanları kullanışlarından, kapitalist sistemin mantık aşklarından, kalbinde kin besleyenlerden, kötü olan tüm düşüncelerden ve daha bir çok sebepten sığrılarak, sana tutundum bu hayatta. Mektup zamanlarından kalma, insanların birbirine nefret yerine sevgiyle baktıkları zamanlardan kalma biri gibi, sadece severek, sevginin beklemeden severek sevdim. Benim çocukluktan kalma inanışımda sevmek, ibadet gibi, duaya sevdiğini sarmalamak gibi. Benim inanışımda sevmek, peygamberin eşine olan aşk tanımı gibi. Tıpkı; Kördüğüm gibi.