Kuşlar çok güzel, insanlar çok çirkin. Bir kuş olamadım şu hayatta ona yanıyorum...
Kuşlar nasıl bu kadar güzel olabiliyor, aklım almıyor.
Yüzüm güneşe karşı ve gökyüzü masmavi. Mutsuz olmam için hiçbir sebep yok.
Yüzümdeki hüznü anlamayacak kadar mutlusunuz
Bir kişi var mutluluğa giden yol ondan geçiyor
Bir kişi var her adımımda yolum ona düşüyor
Bir kişi var bana sevmeyi öğretiyor
Bir kişi var bin kişiye değişmem.
Belki anlaşılıyordur yüreğimin yorgunluğu, gözlerimden
Bütün hüzünlerimin rengi siyah ve bütün mutluluklarımın rengi gri.
Renkli bir hayat vadedilmişti fakat,
Sadece gökyüzüne baktığımda görebiliyorum maviyi.
Ve sen gökyüzü kadar yoksun
Ellerin gökyüzü kadar yoklar
Sözlerin bakışların...
Hiç olmamışcasına yoklar.
Yokluğun utanmıyor mu bu kadar çok olmaktan
Ve sen sıkılmadın mı artık gri tonları yaşamaktan?
Çünkü yoruldum. Başka hiçbir açıklaması yok. Her şey ve hiçbir şey olmak arasında gidip geliyorum belki de yokum. Belki di li geçmiş zamandan başka bir şey değilim bazıları için. Belki yüzündeki tebessümün sebebi olamadım hiç kimsenin. Belki de olamadım hiç kimsenin veya da olamadı hiç kimse benim. Umurumda değil, çünkü yoruldum.
Bir insan kendi kendini yok edebilir mi? Biraz geçmişten biraz şimdiden biraz da senden. Her şeyden gidebilir mi? Hissizleşebilir mi bu kadar? Kendini kaybeden bir insan ve en önemlisi de kendini unutan bir insan bir daha kendini bulabilir mi? Kendine gelebilir mi? Peki sana? Kalbini taşa döndürdüğün bu insan, bir daha sana güvenebilir mi? Her gidişinde bitişinde aslında sadece ondan değil de bütün cümlelerden, dizelerden, şarkılardan , gittiğini ve sadece seni değil de kendini de yok ettiğini bildiği halde sana dönebilir mi?
Oysa "gitmek" denilen şey bazılarına hiç yakışmıyor.
Başka yok mu? çabuk bitti bloğunuzdakiler :) Çok güzel yazıyorsunuz
teşekkür ederim, fırsat bulup yazamıyorum bu aralar :)
Boşluğun içinde kaybolmayı kendime huy edindim. Kendini bile kaybeder mi insan? Bu kadar yaklaşmışken mutluluğa...
Bir şeyler söyleyebilmek isterdim. Mutsuzluğa dair. Söyleyemiyorsam mutlu muyum demektir? Belki de hissizleştim, kim bilir. Bu aralar biraz yağmurlu gibiyim, yanlış anlamayın ağlamıyorum bütün bulutlar benim dublörüm. Üstelik ağustosun başlarında… Bugünlerde biraz kendimle çelişiyorum. Üstelik kendim olmaktan çıktım. Yazdıklarım anlaşılmıyor, okuduklarımı anlamıyorum, yüzüm hep hüzne yakın… Nasıl denir, büyümek bazı insanlara yakışmıyor… Pamuk şekerin pamuktan yapılmadığını söylememelilerdi bana. Belki de her şey o gün başladı. Belki mutsuzlukla o gün tanıştım. Uçurtmam hiç düşmemeliydi mesela. Ben düşmemeliydim. Üstelik, ben çocukken bile bu kadar düşmezdim. Nasıl denir, büyüyünce doğru yolda yürümeyi unutuyor bazı insanlar. Fakat, bir şeyler söyleyebilmek isterdim mutsuzluğa dair. Mutsuzken ne yapar insan bahsetmeliydim belki de. Şarkılardan konuşmalıydık biraz da şiirlerden. Belki de gitmeliydik buralardan. Tüm mutsuz insanlar gibi. Dönmeyeceğimiz bir yer beğenmeliydik Turgut Uyar’a olan saygımızdan. Fakat biz seninle hiç bahsedemedik ki mutsuzluktan. Bir bahsedebilseydik, ben inanıyorum ki, giderdik buralardan…
Çelme atsanız size minnet duyacağım. Bilirsiniz sevmem böyle günleri.
Çünkü seviyorum. Bütün bu hüzünler bu yüzden. Çünkü seviyorum, senden gelen her acı benim yüzümden.
Ekledikçe eksilmek nedir bilmezsiniz siz. Ben bilirim oysa. Siz sayın değerli, eklemeyi bilirsiniz ancak. Bütün acıları, bütün dertleri, gökyüzünün en karanlık saatlerini bile bana yüklemeyi bilirsiniz. Tebrikler sayın değerli, sizin zaferiniz benim elemim oldu. Üstelik kötü yazıyorum. Yazamayacak kadar kötüyüm ki yazdıklarımda kendimi bulmaktan korkuyorum. Kaybolmak istiyorum sayın değerli.
Yok oluşlarını sevmedim senin. Sevemedim. İkimiz birden yok olabilirdik evet ama tek taraflı gidişleri sevemedim ben. İkimiz birden gitmeliydik, evet.
Özgürlüğü seçmek isterdim. Bütün herkes mutlu bir geleceği, parayı, kariyeri, kapitalist köleliği seçerken; Ben özgürlüğü seçmek isterdim.