Seni seviyorum demene gerek yok, whatsappta benim için online kalman yeterli.
Gülerken, ağlama krizine girmek. Bunu sadece tertemiz delirenler bilir.
Oğuz Atay Tehlikeli Oyunlar kitabının 82. sayfasında “kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum” yazmış. İşte biz bu kadar çok fazla sevdiğimiz için kaybettik.
Önceden karar almam gerektiğinde kendimi üzecek şeyi yapardım. Artık aldığım kararlar karşımdakini üzüyor. Üzgünüm, beni siz böyle yaptınız.
Benim ne kadar zayıf bir adam olduğumu bile bile niye sahip çıkmadın bana? Senden başka hiç kimsemin olmadığını bildiğin halde.
Ben astrolojiden anlamıyorum. Yok beşinci evmiş, yok sekizinci evmiş. Benim tek evim sensin.
Eğer bir gün intihar edersem bilin ki hak etmediğim şeyleri yaşadığım yüzündendir.
İçmek istiyorum. Kusana kadar. Sonra tam “ben iyiyim” derken yere yığılmak. Sonra o toparlasın beni. O ilgilensin. Bir kere, sadece bir kere de o benimle ilgilensin isterdim. Hiç şikayet etmeden ilgilensin isterdim. Güvende ve huzurlu hissederdim. Güvende ve huzurlu…
Savcı Esra Behzat Ç.’ye “Sen ancak birisi öldüğünde duygusal yaklaşıyorsun. Senin duygu radarına girmek için illa ölmek mi lazım” demişti. Savcı Esra ve ben aynı duyguları yaşadık.