Avatar

İÇİMDEKİ DEFTER

@destinycohenuss / destinycohenuss.tumblr.com

Bursa/ yaş 19 / Kitap insanın bir diğer adıdır. okumasını bilirsen her insanın bir kdeitap olduğunu görürsün..
Avatar

Sanırım bu fotoyu daha önce görmüştünüz. Kızın biri, Metroya terlikle binen ve elinde kitap okuyan bu çocuğun resmini çekip sosyal medyada paylaşıp alay etmişti.

İşte o çocuk bugün bir grupta bu fotoyu paylaştı ve bir açıklama yaptı.

“Arkadaşlar fotoğrafta ki şahıs benim ve hiç utanmıyorum karşımda oturmuş olan kıza veya çevremde hiç kimsenin namusuna bakmadığım için.. Evet ben cebi çok zengin bir insan değilim hatta ilk okul 6 sınıf terkim annem babam ayrı toplumun huzurunu kaçıran soytarı olmadım utanıyorum… Çalmıyorum çalışarak kazanıyor param yettiğince kitap almaya kütüphaneye gitmeye çalışıyorum çok utan duyuyorum böyle bir insan olduğum için… Elbisem kirli terliğim bindiğim metroya uygun değil işte zihnimi kirletemiyorum utanıyorum… Ama her ne olursa olsun bana kitaplar böyle olmayı öğretti insan olmayı hayvanlaşıp çevremi kirletemiyorum üzgünüm utanıyorum…” Ali Uçar

Utanma abim, sen utanma biz utanalım.

ön yargılar da ön yargılar… saçma sapan bir toplum olup çıkmışız.

Avatar

“Derdimi çok iyi biliyorum da, hiç iyi anlatamıyorum.   Kendi kendimeyken çok güzel anlatıyorum da. Oturup biriyle konuşayım dediğimde olmuyor. Aklımdakinin onda biri, içimdekinin yüzde biri anca dile geliyor. Gerisi içimde kalıyor. Kendinden de sıkılıyor insan bir süre sonra. İyi anlaşmak yetmiyor bazen.” — Hakan Bıçakcı

Avatar

Biri otursun karşıma, izah beklemeden bütün hayatımı dinlesin istedim.

Avatar

“Şeytanın yapmaya çalışacağı ilk şey, sana namazı bıraktırmaktır. Neden biliyor musun? Çünkü eğer kaleye sızmak istiyorsa, muhafızı öldürmesi gerekir. Muhafız gittikten sonra da şeytan, kötülüklerin önünü sonuna kadar açabilir. O çok sabırlıdır. Bunu daha önce çok fazla insana yapmıştır, bu yüzden aynı zamanda deneyimlidir.”                                                                    — Nouman Ali Khan

Avatar

El yazınızın çirkin olması aslında kötü bir şey değildir. Araştırmalara göre zeki kişiler daha hızlı düşünüp, daha hızlı yazarlar. Bu yüzden de yazıları çirkindir.

aradığım cevap.

Avatar
Anonymous asked:

en sevdiğin şarkı..

Bu aralar pek dinlemiyorum ama en son karmate-nayino'ydu.

Avatar

Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir.

Avatar

Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem'e bir yüzük hediye gelmişti. Hazreti Ebu Bekir'e (r.a.) verdi: — Ya Atik! Bu yüzüğü bir kuyumcuya götür de «lâ ilahe illallah» yazdır, buyurdu. Hazreti Ebu Bekir (r.a.) yüzüğü kuyumcuya götürüp üzerine «Lâ ilahe illallah Muhammedürresûlüllah» yazdırdı. Halbuki Resûlüllah böyle emretmemişti ama, O Allah ismi şerifinin peygamberimizden ayrılmasını arzu etmemişti, onun için böyle yazdırdı. Hazreti Ebu Bekir yüzüğü kuyumcudan alıp Resûlüîlah'ın huzuruna gelirken, Hak Teâlâ, Cebrail aleyhisselâm'a: — Yetiş, habibimin yüzüğüne Ebu Bekir'in ismini de yaz. Çünkü O benim ismimi habibimin isminden ayırmayı uygun bulmadı, ben de onun ismini habibimin isminden ayırmayı uygun bulmam, buyurdu. Cebrail aleyhisselâm derhal yetişti ve Hazreti Ebu Bekir'in elindeki yüzüğe Ebu Bekir Sıddık yazdı. Hazreti Ebu Bekir Huzur-u Saadete girip yüzüğü teslim etti. Okuduklarında: «Lâ ilahe illallah Muhammedürresûlüllah, Ebu Bekir Sıddık yazılı olduğunu görüp Hazreti Ebu Bekir'den bu şekilde yazılmasının hikmetini sordular. Hazreti Ebu Bekir (r.a.) yüzüğün üzerinde kendi isminin olduğunu bilmiyordu. Çok utandı, kızardı ve başını önüne eğdi terlemeye başladı. Orada Allah'ın izni ile Cebrail aleyhisselâm yine yetişip Hazreti Ebu Bekir'i müşkil durumdan kurtardı: — Ebu Bekir'in yüzüğün üzerinde kendi isminin yazıldığından haberi yoktur. Allah'ın selâmı var, Habibim üzülmesin, buyuruyor dedi ve olanları bir bir anlattı.. Öylesine güzel bir dine sahibizki

Avatar

Eski zamanlarda bir zat, seyahati sırasında çok ilginç bir olaya şahid olur.Çölde, eşkiyaların bir kervana saldırdıklarını korkuyla seyreder uzaktan.Biraz sonra bakar ki, soygun yapan eşkiyaların reisi bir kenarda abdest alıp, namaza duruyor.Adam hayretler içindedir.Dayanamaz, namazdan sonra yanına varır ve sorar: "Merak ve hayretler içindeyim" der."Yaptığın iş haram ve zalimce.Günahlar içindesin.Sonra da kalkıp, o yaptıklarını men edenin huzuruna varıyorsun! Bu nasıl iştir?" Eşkiyaların reisi hüzünlü bir halde, şu ibretlik cevabı verir: "Ben yıllardır şeytana ve nefisime uyarak, Rabbimle aramda 100 kapı varsa, 99 unu kapattım. İstiyorum ki hiç değilse bir kapı açık kalsın!" Aradan zaman geçer, o zatın yolu, nasip olur Kabe'ye düşer.Tavaf esnasında bir de bakar ki, yıllardır hiç unutamadığı o eşkiya reisi de orada.Kabe'ye sarılmış, huşu ile dua etmekte, hıçkırıklarla ağlamaktadır.Yine hayretlerdedir o zat.Yanına varır selamlar onu, kendini tanıtır ve sorar:"Oradan buraya...Nasıl oldu bu iş? Nedir bunun hikmeti?" Tövbekar adam tebessüm eder ve boynu bükük der ki: "Sana demiştim ya ,hiç değilse bir kapı açık kalsın O'nunla aramda,diye.İşte ben, tüm acizliğim ve samimiyetimle o kapıyı hep açık tuttum.Rabbim de rahmetiyle, muhabbetiyle lutfetti tüm kapıları açıverdi, O'nun merhametine ve bağışlamasına hudud var mı?"

You are using an unsupported browser and things might not work as intended. Please make sure you're using the latest version of Chrome, Firefox, Safari, or Edge.