Hastayım sana.
Ne olursa olsun, çizgini bozmadan hareket ettiğinde, sakin kaldığın zaman Allah senin yapmak istediğin şeyi öyle güzel önüne seriyor ki, sen her şeyin sonunda kılını bile kıpırdatmadan tüm taşların yerine oturuşunu seyreden taraf oluyorsun. Zamanı var, her şeyin bir zamanı var.
“Onun anısı var” diye diye ne fotoğraf ve video silebiliyorum ne eski eşyaları atabiliyorum her şeye anlam yükleyen bir istifçi olmak çok zor
söylesene Züleyha, seni aşkından ayıplayanlar da kim, anlayabilirler mi Yusuf’un yüreğinin güzelliğini?
ah benim yüreğimin çiçeği,
ah benim güzel gözlerine sevdalandığım.
Telafisi olmayan cümleler telafisi olmayan kırgınlıklar yaratır.
sonra aramıza şehirler girecek, hiç karşılaşmayacağız. tesadüfler bile bir araya getiremeyecek.
11.22.63
Tesadüfen gördüğün bir fotoğraf seni olduğun yere bir gömüyor ki, ayağa kalktığında yürümeyi yeniden öğreniyorsun.
Unutmaya çalıştığım bir şey yok… Bir şeyleri aşmış olmanın insana bıraktığı o yerdeyim; her şey kayıtsız ve kayıp.
Sevmenin en duru ve hiçbir şeyden haberi olmayan halini anlatan Refik Durbaş, “Bağışla Ziyanımı” kitabında şöyle diyor: “Ne kadar çok benziyorsun çocukluğumdaki fotoğrafa…”
Sende kaldı yüreğim'
Nedendir bilmem ama aldığım nefesi bile sana anlatasım var.
“aynı anda iki yerde olabilseydim, şuan iki kez yanındaydım.”
o kadar uzun yürümüşsün ki hiç bilmediğin bir yöne doğru, şimdi geriye dönsen ne tarafa gitmen gerektiğini bilmiyorsun.
söyleyecek hiçbir şey kalmamış gibi ama aslında hiçbir şey söylenmedi.