Merhaba. Gideli iki yılı aşmış.
Burada yazdıklarımı ilgiyle takip eden, yazmasam mesaj atıp halimi soran bir avuç insan vardı. Hâlâ var. Bu yazım sadece onlar için.
Uzak kaldığım bu sürece dair sizinle bir şeyler paylaşmak istedim. Sanırım biraz fazla susmuşum. Bunca zaman sonra gördüğüm bir mesaj bende yeniden bir şeyler yazma isteği uyandırdı. İsmini bile bilmiyorum ama kendisine teşekkür ederim.
İki yıldan fazla süredir bırakın burayı, hiçbir yere yazmadım. Yazarak mutsuzluğumu perçinlediğime inandırmıştım kendimi bir zamanlar. Haklı mıydım bilmiyorum. Bu düşünce hoşuma gidiyordu. Mutsuzluğu katlama fikri yani.
Mutsuzluk benim zihnimin içindeymiş. Burası hiçbir zaman ilacım değilmiş, hiç olmamış. Neredeyse 8 yılın hayaletlerini barındıran bir enkaz artık bu blog benim gözümde. Ve ben olsam artık benim için “mutsuz biri” demezdim.
Her şey şekil değiştiriyor. Ben çok güzel şekil aldım. Acılar ve deneyimlerle ilgili bazı klişelere girmeyeceğim hayır. Yıllarca hiçbir şey gelmeyecek bundan böyle dedim dedim durdum. Kendimi yanılttığım için hiç bu kadar memnun olmamıştım.
Benimle büyüdünüz, beni de büyüttünüz. Yolculuğuma eşlik ettiğiniz için size minnettarım. Ama ben artık olmayacağım. Sırça fanusumdan çıktığım gibi enkazımı da arkamda bırakıyorum. Belki taptaze bir başlangıç yaptığımda sizlere de haber veririm. Bu defa daha aydınlık yolları birlikte arşınlarız. Belki.
Hoşça kalın. 🖤