Biliyor musun…, benim içimde ne yakıcı, ne de kurtarıcı hiçbir ateş yanmadı. Hayatımda hiçbir zaman başkalarınınki gibi gittikçe renklenen bir sabah olmadı; bir sabah ki yakıcı öğlesi geçtikten sonra yavaş yavaş solsun ve kendiliğinden akşama karışsın. Hayır, benim hayatım, sönmüş başladı. Tuhaf, fakat böyle. Kendimi bilir bilmez sönmeye başladığımı hissetim. Sönüşüm dairede, evrak başında oturduğum zaman başladı; sonra kitapları okuyup da onlarda hayatta kullanmayacağım gerçekler buldukça, dostlar arasında dedikodular, alaylar, soğuk, kötü, boş gevezelikler dinledikçe, gayesiz, sevgisiz toplantılara katıldıkça daha da kötü oldum.
1alexdegill reblogged
1alexdegill reblogged
Umutsuzluk içinde, " Ne zaman yaşayacağım ben"? deyip duruyordu..
1alexdegill reblogged
neşeli yüzlerin çevrelediği bir masada oturmak onu yalnızlığın elinden kurtaramıyordu.
alain de botton - romantik hareket
1alexdegill reblogged
Kim için yaşayabilirim, hangi gaye için? Neyi arayacağım? Ne için savaşacağım? Neyin rüyasını göreceğim? Hayatın çiçekleri döküldü, sadece dikenleri kaldı.
1alexdegill reblogged
Ya ben yaşadığım hayatı anlayamadım ya da bu hayatın değeri yoktu. Daha iyisini de bulamadım, göremedim, kimse de göstermedi...
1alexdegill reblogged
Sevilmek de bir rızık diyorlar ya, sevilmek en büyük rızıklardan biri gerçekten. Bunu ancak ne yapsa sevilmeyenler bilir.
1alexdegill reblogged
1alexdegill reblogged
1alexdegill reblogged
love
1alexdegill reblogged
keşke veda ettiğimi söylediğim şeylere gerçekten veda etmiş olabilseydim
1alexdegill reblogged
1alexdegill reblogged
1alexdegill reblogged
1alexdegill reblogged
1alexdegill reblogged
1alexdegill reblogged