Avatar

16.10.22 / 01:50

Her şeye o kadar yabancıyım ki çok uzun zamandır. Benliğimde boğulmak üzereymiş gibi hissediyorum. Uzun zamandır kendimin de çok fazlaca yabancı olduğu ve tanıyamadığım bir boşluk var ve bu boşluk nasıl doldurulur inanın ben de bilmiyorum. Koskocaman bir evrende kendimize bir yer bulamamak belki de bu boşluğu dolduramamanın nedenlerinden sadece bir tanesi. Bu boşluğun belirlenmiş bir zamanı var mı diye düşünmeden de edemiyorum. Belki yeri ve zamanı değil. Ki yer ve zaman kavramı çok kişisel bir mesele gibi. Bunları düşünmek kapana kıstırıyor beni bir şekilde ve nefes almakta zorlanıyorum çoğu zaman. Sanki bir kafesteyim uzun zamandır ama anahtarı da üzerinde. Kimi bu kafese almaya çalışsam kafeste beni bırakarak anahtarı üzerinde kaçıyorlar. Biliyorum kafesten kendim çıkmam lazım belki de güçlü görünmek için. Neden sürekli güçlü olmak zorundayız ki bu hayatta? Belki de bazen kafesten çıkmak için küçük bir dokunuşa ihtiyacımız vardır kim bilir? Belki de o küçük bir dokunuş dünyanın en güçlü insanı yapabilir birden seni? Güçlü güçsüz kavramları da oldukça kişisel değil midir zaten? Eskiden duygular daha kolay ifade edilirdi şimdi daha da zorlaştı sanki, herkes için. Yazmayı durdurmazsam hiç durmayacakmışım gibi. Hayatı yakalamaya çalışmak epey yorucu. Bu düşüncelerin ağırlığıyla daha da yorucu. Hafifletmek kendi elimizdeyken neden daha fazla zorlaştırıyoruz ki? Yoksa o da mı elimizde değil artık? İşte böyle karmakarıştır duygular, düşünceler. Hepsi birbiri içine girmiş ayrılmaz ruh eşi gibiler. Bunların içinde kaybolup gidiyorum, sessizce.

Avatar

zaman, beni unuttuğu zaman;

zaman, seni unuttuğu zaman

seni bekliyor olacağım.

Avatar

karşı konulmaz derecede, birden bire girdin hayatıma. ben öyle sanıyordum.

Avatar

ufak ufak eksildim hayatından ama elimden bile tutmadın. sadece izledin bir köşede oturup. gözlerinin önünde azalırken sadece öfkeni arttırdın sen.

Avatar

eksikliklerine tam olma düşüncesi beynimin her yerinde dolaşırken yüreğimin bir köşesinde parçalanıp tuz buz oldu.

Avatar

tam da burda, bildiğin bir yerde susuyorum, üstelik içim sızım sızım belki biraz kırgın, biraz da yorgun en çok senden gidiyorum sana gelmek bir yana dursun...

Avatar

Kendimi bile bilmezken neyi doğru bilebilirim? Etrafımdaki ördüğüm duvarları yıkmadığım sürece nasıl nefes alabilirim?

Avatar

yanarsın, kül olursun da sesini çıkarmazsın ya işte o zaman sen de anlarsın.

Avatar

Ve fotoğraflar, yalancı olduğumu biliyorlar. Ben onu yakıp kül ederken onlar bana sadece gülüyorlar.

Avatar

İnanın çok yoruldum. Belli etmemeye çalışmaktan, sevilmek için çabalamaktan, insanları kırmamaya çalışmaktan, unutulmaktan, unutulmamak için çabalamaktan inanın çok yoruldum. Kelimelere sığdıramıyorum içimi. Ruhum tam anlamıyla çekilmiş gibi içimden. Mutlu gözüken ama birazcık bile mutlu olamamak o kadar çok çöktürdü ki beni nasıl tarif edilir, ne denir bilmiyorum.

Avatar
kelebek, bir gün yaşar sonra ölür. bense, bir kez öldüm ama yaşamaya devam ediyorum.
Avatar
Anonymous asked:

En büyük terk edilmem yine benim elimden oldu Kendimi kaybettim İşte şu an gerçekten yapayalnızım

Hep kendi elimizden... Her şeyin suçlusu yine biz..

You are using an unsupported browser and things might not work as intended. Please make sure you're using the latest version of Chrome, Firefox, Safari, or Edge.