Maladaptive daydreaming sendromu olan bir kızın ruhsuz günlüğü...
İstanbul'a benzetiyorum kendimi
Ki İstanbul tanıdığım en yapayalnız şehir
Hala sadakatin öncelikli olduğu eski moda aşkı seçiyorum.
Başlamadan bitmeyi
Yaşamadan ölmeyi
Kalmadan gitmeyi öğrendim sende
Tesirin çok büyüktü gözlerimde
İyi olmaya çalışıyorum. En çok da kendime. Çünkü fark ettim ki insan kendine iyi davranmazsa kimse iyi davranmaz. Çünkü insan sevmezse kendini, kimse sevmez. İnsan korkarsa yalnızlıktan, yanında kimse olmaz.
Canı yanıyor insanın. Çaresiz anlarında, çaresizce…
- Burak Aksak'ın sevdiğim bir sözü ;
"Herkes o kadar kalabalık ki kimin hayatına girsen fazlalık oluyorsun.."
bayım
ben beceremiyorum!
unutmayı , vazgeçmeyi , nefret etmeyi , acımı dindirmeyi, mutlu olmayı...
bayım hangi karanlığa adım atarsam becerebilirim tüm bunları?
sizin için çabalayarak mı?
gelemeyecek olsanız bile sizi bekleyerek mi?
Ben artık kimseye kendimden bahsedemeyecek hâle geldim. En ufak şeyde bile konuşmaya çekinir oldum. Oysaki çocukken hiç böyle değildim.
Haddinden fazla değer verdiğim için mi ilk gözden çıkarılan ben oluyorum?
Binlerce kişinin olduğu bir topluluğun ortasındayım sanki. Ama beni kimse görmüyor. Etrafa koşuşturuyorum, onlara sesleniyorum beni görmüyor musunuz bende burdayım diyorum ama kimse fark etmiyor. Kollarına dokunuyorum kimse hissetmiyor. Gözlerimden sicim gibi yaşlar akıyor kimse umursamıyor
Çaresizlik dünyanın en zor hissiyatıdır.
~