Artık bazı şeyleri düşünmek bile istemiyorum.
“sinirlendin, duvarlara kızdın, kendine bağırdın. kimsen yoktu. aynalara vurdun, kendini yok ettin, yokluğunla kaldın.”
Eğer bir evin balkonunda sabah ayazına karşı oturmuş, sigara için birilerini görürseniz o balkonda acı vardır. Gözyaşı vardır, birinin boğazı düğümlüdür, birinin kalbi kırık. O balkonda terkedilmişlik vardır. Belki cinnet. Biraz bağırmak istemek vardır..
Sahtelik dolu etrafın, maskeleri çıkar da altına bak. Yüzüne gülerlerken, ardından kuyunu kazacaklar.
Bırak hakikat incitsin seni, bir yalan avutacağına.
“Zor zamanlar yaşıyorum, ağır sınavlardan geçiyorum. Bu günler bittiğinde, sularım durulduğunda, dengemi bulduğumda, huzuruma kavuştuğumda geleceksen eğer, gelme! Ben o gün, daha güçlü, daha katı, bir dağ gibi kıpırtısız ve heybetli olacağım. Oysa şefkate bugün ihtiyacım var.”
bir başıma olduğum bir yüksekliğin en ucundayım. inemiyorum. yaşayamıyorum. ölemiyorum.