merdivenler yamuk, niyetsiz biçimde.
adımlarım aksak, dengem konkordato ilan etti.
seninle az yürüsek, yarı yolda bırakırım seni.
korkunç bir pazar sabahına daha uyandık,
dünden kalan kraker, üstüne kuru bir tütün.
havada oradan oraya uçan kuşlar,
güzergahları ipek yolu sanki,
oranın da anlamı var, oranın da,
seninle az uçsak, konacağımız bir yer yok
bir kamikaze pilotu gibi.
sonda söylenecek şeyi, başta söylemişiz.
kitabın ortasındayız, her şey eskidi.
üstümüze sahaf kokusu sinmiş,
seninle iki satır bir şey yazsak, apostroflar keser bizi.
sesler gitgide uzaklaşıyor, ben yerimde sabitim.
aynaya çizdim kendimi, ayna çatladı.
elleri cebinde yürüyen insanlar,
bulutlar hava saldırısı olacakmış gibi karanlık,
seninle sundurmanın altında beklesek,
yağmur da beni vurur, bomba da beni vurur gibi.
havalandırmadan alarm sesleri geliyor,
dünya bir cehenneme dönüşüyor
seninle amerika’nın başına geçsek, vururlar bizi.
ben lincoln, sen kennedy gibi.
her şeyi bırakıp bir dağ evinde,
çatır çatır yanan ateş, şömine biraz eski.
bir yerde schubert, bir yerde satie
seninle hiç konuşmadan dursak,
merdivenler yamuk, niyetsiz biçimde.
adımlarım aksak, dengem konkordato ilan etti.
ne de sen el uzatmamışsın gibi.