Avatar

Babam gidiyoruz dediğinde 13 yaşındaydım. Evim diye bildiğim toprakları bırakıp, Türkiye’ye doğru yola çıktık. “Türkçe bilmiyorum ki, okula nasıl gideceğim” diye düşünüyordum. Babamın çok fazla parası da yoktu. Okula gitmek yerine bir fabrikaya girdim. Artık işçiydim. Yıllar geçti. Ayten’i tanıdım. Hala işçiydim, hayat hala zordu. Evlendik ve üç çocuğumuz oldu. Çocukların hepsi güzel olur da, nedense en küçük olan hep daha farklı bir yere konur ya, işte bizim ufaklık da bir başkaydı. Daha annesinin karnındayken bile rahat durmuyordu. Benim diyen forvet öyle tekme yememiştir, Ayten’in yediği kadar. Yani 9 ay boyunca bir hakem olsa yanımızda, her gün çift sarıdan kırmızıyı yerdi. “Bak hanım, senin oğlun bu gidişle futbolcu olur” demiştim. Ayten’i doğum için SSK’ya götürdüm. Bembeyaz tenli, renkli gözlü, 4 kilodan ağır bir bebek olarak dünyaya geldi. Ayten de yediği tüm tekmeleri unuttu gitti. Okul çağı gelince, okula gönderdik ama aklı fikri topta. Ben de gençken futbol oynadım ama bu bir başka. Gözü futbol topundan başka hiçbir şey görmüyor. Mahalle arasında futbol oynuyor, gürültüden dolayı komşulardan hep şikayet alıyoruz. Mahallenin gençlerinin oluşturduğu bir futbol takımı varmış. Gitmiş o kulübe girmiş. Akşam eve geliyorum, oğlan kanter içinde, su gibi olmuş, sobanın yanında ısınıyor. Annesi tuvalette çamurlu ayakkabılarını yıkıyor. Diğer çocuklarıma bakıyorum, hep ders çalışıyorlar. Bu daha kitaplarının kapağını açmamış. Kitaplar kullanılmadığı için öylesine yeni gibi duruyor ki, her senenin sonunda o kitapları satıp, kendisine harçlık yapıyor. 10 yaşına gelince tutturdu beni seçmelere götürün diye. Ayten ona zaten hiç kıyamaz. O ne isterse yapar. Ertesi gün dolmuşa binip, şehrin süper ligde oynayan takımının seçmelerine gittiler. Annesi anlattı, binlerce çocuk varmış. Onların arasından bizimkini seçmişler. -İsmail görmeliydin halini. Dolmuşa bindik eve geri dönüyoruz, sevinçten yerinde duramıyordu. “Anneciğim sana söz veriyorum. Seni saraylarda yaşatacağım” dedi bana. -Altyapıda para da vermiyorlar. Nasıl göndereceğiz, forması, eşofmanı, dolmuş parası. -Ses etme İsmail. Allah büyük, yaparız birşeyler. Benden gizli gizli annesiyle gidip, taksitle krampon almışlar. Ev ile antrenman yapılan yer arası 10 km mesafe var. Hergün yürüyerek gidiyor. Soğukta elleri, yüzü morarmış biçimde geri geliyor. Çocuk sıcak bir banyo yapacak, tüp bitecek diye şofbeni bile açmıyorlar. Diğer taraftan, Ebru ile Engin’in dershanelerine para yetiştirmeye çalışıyoruz. Ayten her akşam, onun kıyafetlerini yıkayıp, sobanın yanında kurutuyor ki, sabaha hazır olsun. Bu çile 5 sene boyunca sürdü. Erkek Lisesi’ne giderken bir gün Tarih öğretmeni annesini çağırdı. “Hanımefendi, bu çocuğun kafası boş, bundan birşey olmaz” dedi. Hepimiz biliyorduk onun futboldan başka hiçbir şeye ilgisinin olmadığını. Zaten o yılın sonunda ilk profesyonel imzasını da attı. 100 milyon lira verdiler. 10 lirasını cebine koymuş, 90 lirasını annesine vermiş. Ayten de gitmiş, 90 lirayla oğlu güçlensin, toplara daha iyi vursun diye et almış, muz almış. Nerede pahalı şey var, gidip almış, gelmiş mübarek. Bir süre sonra Ankara’dan transfer teklifi geldi. Annesi ağladı etti ama kendisiyle aynı kulüpteki iki arkadaşıyla birlikte Ankara’ya gittiler. Daha 16 yaşındaydı. İki arkadaşı yapamamışlar dönmüşler. Bizimki her akşam yorganın altına girip, anneciğim, babacığım diye ağlıyormuş. Annesiyle telefonda konuşmuş. Annesi “istersen dön yavrum” demiş. “Sizin için kalıyorum. Para kazanmam, sizi rahat yaşatmam lazım” diye cevap vermiş. O sene 2 milyar para kazandı. Hepsini bize gönderdi. Tıpkı öldüğü güne kadar yaptığı gibi. Ve bugün, sahip olduğumuz herşeyi ona borçluyuz. En son aldığı arabayı bile annesinin üzerine yapmış. Evladın hayırlısını yetiştirmişiz. O gidiyorum dediğinde 26 yaşındaydı. Onu transferin son günü, cennete transfer ettik. Umarım oralarda bir yerlerde, taksitle krampon satılıyordur.

Ediz Bahtiyaroğlu…

Tumblrdaki net en mükemmel yazı benim için.

Avatar

Ali Ayşe'yi sevmiyor arkadaşlar. Ali Pelinsuyu gördükten sonra Ayşe'yi unuttu çünkü Ali KARAKTERSİZ

ŞEREFSİZ ali

Ayşeyi mehmet seviyor yahu

Mehmet mervelere kaçtı

Mehmetlerede güvenmeyin arkadaşım

Olan Ayşeye oldu

Ayşe de kız watsap grubu sayesinde üstesinden geldi bunun taktı takistirdi attı kendini diskolara buldu bi berkcan ohh yansın geceler

Zeynep hanım neler söylüyorsunuz dkfmfjmfkf

Disko sahibinin oğlu kötü çocuk ve berkcanı öldürüp ayşeyle çıkıyor berkcanin kardesi merve ise kotu cocuga aşık

Ben bişey anlamadım ama badeler hep yalnız adım bile yanlız 16 yaşıma geldim bir kere bile adaşımla karşılaşmadım berkcan serrayla çıkıyo kafam yandı aq öf cşkğdçvückcğxmc @senlimilka @zeynec @weepingalien

Ulan bunu devam ettirsek bir wattpad kitabi yapar filmi cikar paraya para demezdik fgvgxfvgyvhyh serra ve zeynep hanim ve zeynep hanim diyen kisi kayiplara karisti muge anliya basvuru yapmaliyim @weepingalien @zeynec @neyskafe

Evet ben bed boyum olan merice aşığım çünkü o lanet olasıca meric cok yakisikli cok kaslı hep siyah giyiniyo motorsikleti var boyu cok uzun hep kavga ediyo kızları tek gecelik kullanip atıyo zengin babasının holdingleri var oo tam bir bed boğyy bana hiç yüz vermiyo ama biliyorum o da bana aşık ahh bed boyum gel beni al aman tanrım meric cok yakisikli ölüyorum

@zeynec Oha bunu yap kesin tutar bi bakarsın filmi bile olur

Ayn ayn dmdmdmkdj ohh parayı kırarım bekle Ephesus ben geliyorum

Ayşe kötü çocuktan hamile kalıyor , Merve Ayşe'nin yemeğine zehir kattırıyor , kötü çocuk, çocuğuna çok bağlı Merve'yi falakaya yatırıyor sen misin bunu yapan

Avatar
reblogged
Avatar
birsabah
Nankörsünüz. Düştüğünüzde size el uzatan, her anınızda bir şekilde yanınızda olan insanları hiçe sayacak kadar nankörsünüz.
Avatar
reblogged

Ona da koyun tam olsun.

You are using an unsupported browser and things might not work as intended. Please make sure you're using the latest version of Chrome, Firefox, Safari, or Edge.