İnsan Kokusu - 2
-’’Bir padişahın eline dünyanın en kocaman zümrüdü geçmiş, ama kusurlu. İçinde bir kıl varmış. Bu kıl yüzünden zümrüt sahici değerini bulamamış. Bütün kuyumculara danışmışlar, nafile. Zümrüdü hırpalamadan kılın çıkarılması imkansız. Derken bir küçük kara böcek peyda olmuş, böcek diliyle demiş ki: Eğer beni kırk gün kırk gece bu zümrütle yapayalnız karanlık bir odada başbaşa bırakırsanız, onu hiç incitmeden yağdan kıl çeker gibi ı kılı çeker çıkarırım. Kabul etmişler, böcekle zümrüdü bir kutuya kapatıp mahzene atmışlar. Kırk gün sonra açmışlar, bakmışlar ki kıl olduğu gibi zümrüdün içinde duruyor. Gazaba gelmişler:
-Bre mendebur kara böcek, sen bizimle alay mı edersin, demişler. Böcek hiç oralı olmamış, sadece:
-Ben alacağımı aldım, siz de başınızın çaresine bakın, demiş ve havalanmış. Bir de bakmışlar ki kara böceğin kuyruğunda bir parıltıdır gidiyor. Meğer kara böcek ateş böcekliğine terfi etmiş. Zümrüdün kılını değil, pırıltısını emmiş.’’ sf. 225
İnsan Kokusu - Bedri Rahmi Eyüboğlu