Avatar

Erbab-ı Keder

@erbabi-keder / erbabi-keder.tumblr.com

Kesme nevan-ı içine salsalar da keder. Kırılsa gönül medd-ü cezr ile hepsi geçer
Avatar

Benim kalbim bir hatıraya kalsın Bu çukur vadiye, kazıdım buraya Gelsin okusun; Kimin eli değmişse bir ayrılığa Tütecek sandığı ocak sönecek Bir daha hiç görünmeyecek o rüya.

Birhan Keskin, Soğuk Kazı

Avatar

Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar, her gün aynı yoldan yürüyenler, yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler, giysilerinin rengini değiştirmeyenler, tanımadıklarıyla konuşmayanlar. 

Ağır ağır ölür tutkudan ve duygulanımdan kaçanlar, beyaz üzerinde siyahı tercih edenler, gözleri ışıldatan ve esnemeyi gülümseyişe çeviren ve yanlışlıklarla duygulanımların karşısında onarılmış yüreği küt küt attıran bir demet duygu yerine “i” harflerinin üzerine nokta koymayı yeğleyenler. Ağır ağır ölür işlerinde ve sevdalarında mutsuz olup da bu durumu tersine çevirmeyenler, bir düşü gerçekleştirmek adına kesinlik yerine belirsizliğe kalkışmayanlar, hayatlarında bir kez bile mantıklı bir öğüde aldırış etmeyenler. Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar. 

Pablo Neruda, Ağır Ölüm

Avatar

Yanımdan gelip geçen zaman gibiydin, bir yerlerde yağmursuz bir şemsiye..

Sensiz ben yolumu bulamam  Haykırmak istiyorum  Konuşamıyorum, konuşamıyorum, konuşamıyorum  Konuşursam gözyaşlarım beni boğacak  Biliyorum, duyuyorum, görüyorum  Konuşamıyorum

İlhan İrem, Konuşamıyorum

Avatar

Uzun bir hastalık gibi Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi Bitti.

Ahmet Telli, Aşk Bitti

Avatar

Butimar bir kuştur, deniz kıyısına çöker, denizin bir gün kuruyacağını düşünür, bu tasa yüzünden de su içmez hiç.

Sadık Hidayet, Kör Baykuş

Avatar

Bir damla düştü gözlerime geçen buluttan, hatırladım inanmanın ne olduğunu yaşamaya, şiire.

Cahit Irgat, Ortalık

Avatar

“Geçiyorum sonra bir pencere önüne. Seyrediyorum gelen geçen anıları; Şehrin uğultusunda kaybolan sessizliğimiz ve bir o kadar da masum yıllarımız. Neredeler ? Sonra anlıyorum ki; Biz kendi içimizde bile yalnızız..”

Avatar

ben nereye gitsem biraz senden gelirim, ardımdan kuşlar gelir...

Anlaşılmak istiyorum: sevdiğim bir şarkıyı herhangi biriyle paylaşırken aynı duyguları hissetmek arzusu bu. Evet, tıpkı bu. Sese, ahenge kapılırken, kendini müziğin ritmine verirken yanında bir diğerinin olabilmesi; görkemli bir anda birlikte sadeleşebilmek.

Birlikte dans edebilmek gibi.

Küçük İskender

Avatar

Neresindeyim bu koca dünyanın..

Her yağmur bir gök bulur elbet kendine; her yeşil bir dal, her su bir damla, her ateş bir kül, her takvim bir yıl bulur kendine! Her yangın bir duman, her öğrenci bir okul, her artı bir  eksi, her yol bir taşıt, her soru bir yanıt.

Yılmaz Odabaşı, Feride

Avatar

Yoksa o, bir an için bile olsa, senin kalbine yakın olmak için mi yaratıldı?

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Beyaz Geceler

Avatar

"Herkes ruhunda bir parmak tozla ötekinin yalnızlığını sevmeye çalışır." 

Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor. Bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. Kirpiklerin hiçbir güzellikle halkalanmıyor. Baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor. Sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor. Dünyanın bütün cenazeleri evinin önünden kalkıyor. Her gün bir arkadaşın büyüdüğünüz zamanlarda kayboluyor. Girdiğin çıktığın bütün kapıların önünde yabancı, ardında yalnızlık olup kalıyorsun.

Ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? Kendinden soğuyorsun. Sözünden soğuyorsun. Geçmişinden soğuyorsun. İnandıklarından soğuyorsun. Baktığın yüzlerden soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil. Durup dururken inciniyorsun. Kötü söz gerekmiyor bunun için. Sana söylenmesi de gerekmiyor sözün. Tam kirpiklerinin ucunda bir yarım ay, dudaklarında bir boyalı söz… bir kırıcı gülüş yetiyor kapanman için.

İncinme değil bu, insana olan inancı yitirme! Yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa. Öyle acıklı bir uzaklık ki, şikayetin sularını çoktan geçtin. Hiçbir şeye öfke duymuyorsun. İnsan boylu boyunca bir hastalık. İnsan korku. İnsan yıkım. İhtiraslarının külü insan. İnanmıyorsun artık. Anlamamak değil, inanmıyorsun! Can sıkıntısı değil, inanmıyorsun! Yaşamak korkusu değil, inanmıyorsun! Ruhun hazan mevsimi bu. İnsanın kötülüğe dönüşmesi. Oysa, gözlerin ne diyorsa doğru, diyecektin. Gamzelerin diyecektin, dünyanın bütün güneşli pencereleri. Bu hülyalı zaman, diyecektin, kirpiğin kirpiğe değmesi kadar. Ben seni sevmek istiyorum, diyecektin diyemedin. Güzellik tanrının değil, insanın insana bağışıdır, diyemedin. Yalnızlık taşa çevirir yüreği, diyemedin. İnsan sevmezse bir yaşama cezasından başka nedir ki, diyemedin. Her vazgeçişte gövdemiz biraz daha uzaklaşır bizden, diyemedin. İnsan bütün acılardan sadece bir sevgi sözüyle döner dünyaya diyemedin. 

Şükrü Erbaş, Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya

Avatar

Yaralı bir geçmiş, çaresiz bir şimdi, ama hep ışıyıp duran bir gelecek, sevginin ve inancın olduğu yerde, iç yaşantının dünyadan büyük olacağını sessizce biliyorsunuz. Böyle olunca da bir derviş tevekkülü ile sürgüne de, geçmişe de, geleceğe de elbette şifalı sözler büyüteceksiniz. Siz denizseniz, uzak-yakın bütün acıları göğsünüzde uyutursunuz; adanızı merhametli bir hasretle kucaklarsınız. Yoksa dünya denen, zaman denen bir hoyratlık sizin iyiliğinizi bir nefeste tüketecektir.

Şükrü Erbaş, Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya

Avatar

"uzun bir şiirin dizelerini bir bir yaşadım uzun bir şiir oldu hayatım ben niye kimselerin ağlamadığı yerlerde ağladım?"

Ahmet Erhan, Burada Gömülüdür 1. Cilt

Avatar

Karlar tozarken bekle  Ortalık ağarırken bekle  Kimseler beklemezken  sen bekle beni...

  Bekle beni, döneceğim, Hakikaten bekle. Bekle sarı yağmurlar Hep hüzün getirse de. Bekle beni kar fırtınalarında. Bekle beni sıcak havalarda. Başkaları beklenmeden Dünde unutulsa da, Uzak diyarlardan Mektup gelmese de, Hep beraber bekleyen Herkes sıkılsa da, Sen yine de bekle.

Bekle beni, döneceğim. Kimilerine göre, Unutulma vaktim gelse de, Aldırma ve bekle.

-K.Simonov

Avatar

Önceleri sorularıma neden cevap alamadığımı anlayamıyordum, şimdiyse soru sorabileceğime nasıl inanabildiğimi anlayamıyorum.

  Ben bütün zamanımı ve bütün zamanımdan bin kat fazlasını ve daha da iyisi, dünya üzerinde var olan bütün zamanları senin için kullanmak istiyorum; seni düşünmek, senin içinde nefes almak için. Evimin de huzuru kaçacak, gecelerin de huzuru kaçacak, bambaşka bir yerde olmak isterdim. Pek çok şeyin bambaşka olmasını isterdim.

Franz Kafka, Milena’ya Mektuplar

Avatar

Ezgiler yaratacağım hüznümden, zamanın içinde yankılanan koca bir nehir. Kendimi unutarak yaşayacağım. Görür gibi olup unuttuğum o yüz olacağım.

 Jorge Luis Borges, Sonsuz Gül 

Avatar

"...ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni, doğarken ağladı insan, bu son olsun bu son."

Cem Karaca, Bu Son Olsun

You are using an unsupported browser and things might not work as intended. Please make sure you're using the latest version of Chrome, Firefox, Safari, or Edge.