Sen benim söylenmeyen sözlerim
Sen benim unutamadığım ilklerim
Sen benim içemediğim son kadeh
Uzun yolum, şarkılarım, sevdiğim.
Sen benim söylenmeyen sözlerim
Sen benim unutamadığım ilklerim
Sen benim içemediğim son kadeh
Uzun yolum, şarkılarım, sevdiğim.
Kötülük Hiç bitmiyor… için dağlanıyor, elinden bir şey gelmiyor…
Ya kıyamam 😢
ama bizim kafamız nası güzel
o kadar güzel ki, nası böyle xD
“Arkadaşlar kadar çok kişiye ulaşırsa o kadar iyi olur ÖZELLİKLE İSTANBUL’DA YAŞAYANLAR HASSAS DAVRANIRSA İHTİYAÇ OLAN TROMBOSİT BULUNABİLİR LÜTFEN ELİMİZDEN BİR ŞEY GELMİYORSA BARİ PAYLAŞARAK DESTEK OLMAYA ÇALIŞALIM
İstanbul Göztepe Medical Park Hastanesine (0) RH+ (Pozitif) (TROMBOSİT) aranıyor.
İstanbul’da tanıdıklarınız varsa haber verin,
Babası Hayrettin Memiş Telefon: (0535 371 61 59) Göztepe Medical Park Kan Merkezi Telefon Numarası: (0216 468 4349) veya (0216 468 4348)“
alıntı:https://www.facebook.com/dedikodubjk/photos/a.798049140308658.1073741827.797870696993169/1408394785940754/?type=3&theater
x
Yayın
“Arkadaşlar kadar çok kişiye ulaşırsa o kadar iyi olur ÖZELLİKLE İSTANBUL’DA YAŞAYANLAR HASSAS DAVRANIRSA İHTİYAÇ OLAN TROMBOSİT BULUNABİLİR LÜTFEN ELİMİZDEN BİR ŞEY GELMİYORSA BARİ PAYLAŞARAK DESTEK OLMAYA ÇALIŞALIM
İstanbul Göztepe Medical Park Hastanesine (0) RH+ (Pozitif) (TROMBOSİT) aranıyor.
İstanbul’da tanıdıklarınız varsa haber verin,
Babası Hayrettin Memiş Telefon: (0535 371 61 59) Göztepe Medical Park Kan Merkezi Telefon Numarası: (0216 468 4349) veya (0216 468 4348)“
alıntı:https://www.facebook.com/dedikodubjk/photos/a.798049140308658.1073741827.797870696993169/1408394785940754/?type=3&theater
x
Yayın
“Arkadaşlar kadar çok kişiye ulaşırsa o kadar iyi olur ÖZELLİKLE İSTANBUL’DA YAŞAYANLAR HASSAS DAVRANIRSA İHTİYAÇ OLAN TROMBOSİT BULUNABİLİR LÜTFEN ELİMİZDEN BİR ŞEY GELMİYORSA BARİ PAYLAŞARAK DESTEK OLMAYA ÇALIŞALIM
İstanbul Göztepe Medical Park Hastanesine (0) RH+ (Pozitif) (TROMBOSİT) aranıyor.
İstanbul’da tanıdıklarınız varsa haber verin,
Babası Hayrettin Memiş Telefon: (0535 371 61 59) Göztepe Medical Park Kan Merkezi Telefon Numarası: (0216 468 4349) veya (0216 468 4348)“
alıntı:https://www.facebook.com/dedikodubjk/photos/a.798049140308658.1073741827.797870696993169/1408394785940754/?type=3&theater
x
Yayın
18 yaşın altında 2 çocuk en son ümraniye tarafında görülmüş ama şuan heryerde olabilir lütfen sizde paylaşın !
bunu bi yaysak mı
Lütfen yayın
Yayalim arkadaşlar
Kolu alçıda olan kızımıza dikkatli bakın
bu nasıl futbol aşkıdır yarabbim
Çocuğun şeyiyle oynaması… fifkdüjdüdkğdkdüwkfügş
İmza attım aradılar çok teşekkür ettiler şu mübarek günlerde faydalı olduğumu hissetmek benide çok mutlu etti. çekinmeyin imzalayın arkadaşlar. ❤️ ❤️
52.924 imzada benden yokmu artıran? Böyle birşey desteklenir arkadaş..
52.925 imzada benden. İmzalamak için tıklayın.
52.926 imzada benden minik canlar ölmesin…
52.927. imzada benden. İmzalamak için tıklayın.
7 yaşında bir çocuk ne annesi ne babası ne de arkadaşlarından sevgi gördü… İşte yaşadıklarını kimseye anlatamayan altın kalpli bir minik çocuğun hikayesi; Adım Ivan ve 7 yaşındayım. Annemi ve babamı çok sevsem de onlardan korkuyorum. Beni hep dövüyorlar. Nedenini ise bilmiyorum. Bu sabah uyanıp okula gittim. İyi bir öğrenciyim ve öğretmenlerim beni seviyor. Sınıf arkadaşlarımı da seviyorum ama hiç arkadaşım yok. Bu yüzden teneffüslerde hep sınıfta kalıyorum. Kimse benimle oynamak istemiyor. Arkadaş edinmeye çalıştım ama benim pis olduğumu söyleyip arkadaş olmak istemediler. Her gün aynı yırtık pırtık pantolonu, tişörtü ve ayakkabıları giydiğim için bana gülüyorlar. Bir gün okul çıkışı uzun süredir orada duran ceketi çaldım. Kimsenin değil gibiydi. Kar yağarken eve gittim. Rüzgâr da esiyordu. Hem kar yağıp hem de rüzgâr eserken yürümek çok zor oluyor. Birden yere düştüm. Biri üzerime atladı ve ‘Seni kimse sevmiyor aptal çocuk!’ dedi. Önce sırtıma sonra da karnıma tekme attı. Sonra beni orada bırakarak kaçtı. Ağladım. Üşüdüğümden veya canım acıdığından değil. Tek bir arkadaşım bile olmadığı için ağladım. Eve gelir gelmez annem saçımdan çekti. “Neredesin sen? Üstün niye kirli? Sana yemek falan yok. Odana gir ve ben diyene kadar çıkma” dedi. Annemin dediği gibi yaptım ve odama gittim. Ertesi gün de odamdan çıkmadım. Hem çok acıktım hem de çok üşüdüm. Notlarım giderek düştü. Babama her haber verdiklerinde beni dövdü. Bir kere öyle dövdü ki işaret parmağımı hareket ettirememeye başladım. Ondan sonra işaret parmağımı hiç hareket ettiremedim ve benimle daha da dalga geçtiler. Aradan uzun süre geçtikten sonra göğsümde ağrı hissetmeye başladım. Annem ve babam canımın acımasını umursamıyorlardı. Akşamları yatağımda uzanırken tek bir şey diliyordum. Canımın yanmamasını istiyordum. Yoksa annem ve babam daha çok kızıyorlardı. Onları gerçekten çok seviyordum. Okulda ertesi gün öğretmenimiz hayalimize ait bir resim çizmemizi istedi. Diğer çocuklar arabalar, roketler ve oyuncaklar çizdiler. Ben bunları çizmedim. Bunların sevmediğimden değil. Çünkü en çok istediğim şey beni seven bir anne ve babaydı. Ben de bir aile resmi çizdim. Bir anne, bir baba ve bir çocuk. Hep beraber oyun oynuyorlardı ve çok mutluydular. Çizerken bir yandan da sessizce ağladım. Keşke beni çok seven bir annem ve babam olsaydı. Resim gösterme sırası bana geldiğinde herkes güldü. Bana gülenlere şöyle dedim: “En büyük hayalim bir ailem olması.” Kahkahalar daha da arttı. Bense ağlamaya başladım ve şunları söyledim: “Lütfen bana gülmeyin. Bu benim en büyük hayalim. Bana vurabilirsiniz, benden nefret edebilirsiniz ama yalvarıyorum gülmeyin.” “Tıpkı sizinkiler gibi bir aile istiyorum. Sarılan, gülen, okuldan alan ve beni görünce sevinen… Zayıf ve çirkin göründüğümü biliyorum. İskelet gibi parmaklarım var. Ama bana gülmeyin.” Öğretmenim gözyaşlarımı silmeye çalıştı. Bazı arkadaşlarım beni anlasa da gülmeye devam ettiler. Bir gün sınav sonuçlarımız açıklandığında düşük aldığımı gördüm. Annemin kızacağını biliyordum. Eve gitmekten korkuyorum. Ama başka nereye gidebilirdim ki? Yavaşça eve doğru yürüsem de varmak istemedim. Annem öfkelendi. Kolumdan tuttu ve yere fırlattı. O sırada bacağımı sandalyeye çarptım. Sonra kafama iki kere vurdu. Yerden kalkamadım. Annem beni orada bıraktı. Geri döndüğünde etrafı toplamamı aksi halde babam eve gelince çok kızacağını söyledi. Anneme, hiçbir şey söylememesi için yalvardım. Ama babam çoktan gelmişti. Annem baba düşük nottan bahsedince önce beni hırpaladı sonra da suratıma vurdu. Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Hastanede uyandım. Ellerimi hareket ettiremiyordum. Pencereden dışarıya bakıp ağladım. Dışarıda aileler çocuklarıyla beraber oynuyorlar ve gülüyorlardı. Neden ağladığımı biliyor musunuz? Annemin bana sarıldığını bile hatırlamıyorum. Annem de babam da beni dövüyor. Ama yine de onları seviyorum. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Okulda da çabaladım. Ama beni bir türlü sevemediler. ir gün yere çay döktüm beni yine dövdüler. Göğsümde ağrı hissettim. Anneme söyledim ama önemsemedi. Sonra tek başıma hastaneye gittim. Beni görmeye gelmediler. Doktor, annemin ve babamın yakında geleceğini söylese de onlar hiç gelmedi. Bekledim ve bekledim… Ama kimse gelmedi. Yine de onları çok seviyorum. Ivan, iki gün sonra hayatını kaybetti. Doktor ise elindeki küçük kâğıtta şunların yazılı olduğunu gördü: “Canım annem, canım babam Çirkinim, pisim ve aptalım. Beni sevemediğiniz için çok üzgünüm. Sizi hiç kızdırmak istemedim. Anne senden tek istediğim içten bir kucaklamaydı. Baba seninle ise dışarıya çıkmak, elinden tutmak ve bana şarkı söylemeni istedim. Benden utandığınızı biliyorum. Asla istediğiniz gibi bir çocuk olamayacağım.” Ivan’ın kalbi aniden durdu…
Müthiş ingilizcesiyle Obama’ya seslenen dayı
eminim bu videodan sonra ABD hemen gerekeni yapacaktır
Arkadaşlar cidden ihtiyacım var lütfen dikkate alınn !!!
Dküdkdüdjüdkdikdüdküskdüdküskdğdjüsndindixjşdkfid
ÖĞRETMENİMİN SANDIĞI,
BABAMIN SANDIĞI,
ANNEMİN SANDIĞI,
ÖLÜ ADAMIN SANDIĞI,
Aq ödöxöxödösçxçxdssşxöxöxödşdş