Avatar

Okuacağını Bilerek Yazdığımı Bil de Oku..

Gidebildiğin kadar git. Ben kafan estiğinde gideceğin bir liman kenti değilim. Yada istediğin zaman gelebileceğin bir lunapark. Gelgitlerinin kaybına uğramış topraklarımda bereketli aşklar vardı halbuki. Ama sen benim her zaman iyikim kalacaksın gibi GDO lu kelimeler yalandan öte yol almadı bende sana dair. Şimdi git gidebildiğin kadar........Acıyan tek bir şey kaldı içimde oda sana olan inanmışlıklarımdı o yüzden susmak senin dilinde en büyük kaçıştır şimdi. 

Avatar

Bir Şarkı Tut

Biri Kaldı,Biri gitti.Bir yalnızlığı seçti. Bu masalda burada bitti. Vayyyy Gönlüm vay.Bir şarkı tut senin olsun. Bir şarkı tut benim olsun. Yalnızlık yalnızlıktır. zor dayanıyorum...... Hani ölür se Nazan Abla(ki ölmesin uzun bir süre) aşka dair Önceliklerimiz de gömülecek onun mezarına..........

Avatar
Image

Gülücüğü olmayan bir yüz taşırsın insanların arasından geçerken. Mevsimler tükenirken aklında çoğalan bir yokluk, tane tane yağar kalbinin ortasına. Kurduğun hayaller misafirliğe gelirde gitmezler bir yere. Her şey sende kalmıştır gidenden yana. Bilirsin oysa adil olmayan hayat değil insanlardır aslında. Fiyakalı bir ayrılık şarkısının da dediği gibi “herkes gider mi?” gidiyor herkes. Sen kalamıyorsun bile. Başka hayatlar da kendini aramak acımasızlık. Ellerinin olmadığı yere dokunmak anlamsız. Kalbimde seni bırakman haksızlık. Kavuşmaya ayarlı bir saat belirleyememek kadar zamansız oluyor bütün fikrin. Gece uyurken aniden uyanamıyorsun. Ölü gibi uzanıyorsun geceye. Kabrin yatağındır. Dualarla gömmemişler bile seni. Gerçi neye yarar ayetler eşliğinde bile unutamadığın halde bir tanrıya inanmanın vereceği iç huzur? Banyoda yalnızken bir yara arıyorsun yorgun bedenin de. Parmaklarını kesmemişler, gırtlağında bir yırtık yok, ayakların ve ellerin yerli yerinde, bir delik, bir deşik yok, boğazında urgan izi yok, darb bile görmemiş vücudunda ağrıdan duramamak sana şaşırtıcı geliyor öyle değil mi? Duşluktan akan suya karışan kırmızı bir sıvıya rastlayamamak aslında ölmediğin anlamına mı geliyor yoksa? O zaman neden nefes almaktan başka bir yaşam belirtisine rastlanmıyor sende. Ne kadar tanıdık sözlerle gidiyor giden. Bir kere de şaşırtsınlar diye beklediğin hiçbir şey olmuyor. Kalbinin odacıkları bile darmadağın. Bir ev kurup, eşyalarını özlemle yerleştirdiğin mutluluklar bir süreliğine bile olsa anavatanın oluyor. Ama şimdi mültecisin. Gözlerinin kıyısına vurmuş bir göçmen cesedi kadar sahipsizsin hem de. Çocuk değiliz derken bile çocukluk yaptığını söyleyememek büyütüyor özlemlerini. Hangi deniz içinde yaşayan balığın göz yaşlarının tuzuna aldırır ki? Bir veda  rüzgar gibi vurur yüzüne. Üşümezsin bile. Ömründen gidene değil de önünden gidişine yakarsın canını. Elbette bir sebep, bir neden, bir haklılık, bir gerçeklik, mantıklı bir açıklama vardır.Yine de kalbime anlatamayacaksın. Yinede gözlerinin olmadığı yere umursamaz bakan bakışlarıma söz geçiremeyeceksin. Vazgeçmek olmaz. Yenilgiyi kabullenmek imkansız. Savaşı başka bir mecraya taşıyıp özlemle sensiz seni sevmek yeni bir varoluş.  

Avatar

Galiba kabul etmek gerekiyor aşk kıyafeti giydirdiklerimiz hep çıplak. Belki de aşk en pornografik duygu da bizim haberimiz yok. İnsanlar kalbiyle sevmeyi kitaplara, dürüstlüğü de bir otel odasında ki kirli bir yatağa bırakmışlar gibi.

Avatar

‘Dokunmaya kıyamadığın adam dokunamadım diye gidince anlıyorsun.’ Benim kustuğum ne varsa onun midesi almış. Bu benim sorunum değil ama canı yanan benim. Aşk romanlarda kalmış. Sevilen kalbi itip bedende aramış her şeyi. Ona giden yollar uçurum kenarı. Benim kalbimin kıyıları kalbe açık. “Beni bir başka kadının kasıklarında öldürmüşlüğün silinmez ruhundan. Günahın tanrının gölgesinden büyük.”

Avatar

En bildik sözcükler ve en ihtiyaç duyulmayan temenniler arasında unutmak mümkün değil tabi.Acı dediğin şey boynuna öpücük kondurduğunda anlıyorsun mutluluk denilen o duygu pezevenginin sana uzaklardan bir yerlerden dilini çıkarıp nanik yaptığını. Umut ve unut arasında gidip gelmek en uzun ve en çıkmaz yol aslında. “Yine de karamasar olma” ne demek lan. Günahı tanrının gölgesinden büyük bir karanlığın varsa umudunda kalmaz unutasın da gelmez. yüksek dozda yalnızlık içeren bir bakışın olur hepsi bu....

Avatar

Avucunun içini öptüğün insanın elinin tersi ile seni ittiği uçurumun kenarından hayata gülümsemek için sakalının uzamasını beklemene gerek yok. Öldü dediği yerden yaşayacaksın aslında........

Avatar

Kendime Hediyeler

İnsan 

eşref-i mahlûkattır derdi babam

 bu sözün sözler içinde bir yeri vardı

 ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman 

bu söz asıl anlamını kavradı.

Böyle demiş üstad uzak durmak lazım mahlukattan. Kitaplar iyidir.

Avatar

Noelde Sünnet Olanlara

Daha dün sana seni sevdiğini söyleyen kişiyle aynı anda, aynı acıya, aynı oranda irkilmiyorsan, yani senin kadar acıdığını düşünmüyorsan sen gitmeyi unutmuşsundur o da seni  göndermeye vakit bulamamıştır hepsi bu.çok ta karışık değil yani olay.Beceremediğin, aşk,sevgi yada biri değil aslında. Yanlış insan. Hep aynı yani.................Gerçi uzatmaya gerek yok yani yanlış.

Avatar

Sanki Biraz Bana Benziyorsun

İstemişsin de gidememişsin gibi. Ama hep senden gidenlerin bıraktıkları ile dolmuşsun da  kalamamışsın da üstelik. Hiç bilmediğin şarkılar var duyuyorsun, kulaklarına inanmıyorsun. Üşüdüğünde ısıtıcağın bir ele dokunmayı özlemişsin belli. İzmarit dolu küllüğünü boşaltacak havayı bulamamışsın inanırım ama . seviyorsun sonbaharı. Sokakları sadece duvarda karalanmış yazıları için seviyorsun. Televizyona bile öylesine bakıyorsun. Arayanlar yalandan hatır sorduğunda hastalanıyorsun hep. Cebine üşüdüğünde değil de rakıya paran çıkışır mı diye götürüyorsun parmaklarını. Yeni nesil yazarların küfürlü cümlelerinden değil de Sabahattin Ali gibi adamların sıradanlığından geçiyor aklın. Beceremiyorsun öyle değil mi? Denemek bile istemiyorsun bir şeylere bağlanmayı. Son zamanlar da intihara meyilli insanların hayatlarını kurcalıyorsun. Ölmek istediğinden değil de yaşamak tekrarlıyor acılarını diye. Oturduğun sandalye aynı. Gittiğin park aynı. Numaranı hiç değiştirmedin o da aynı. Dinlediğin adamlar hep aynıları. Kendine bile söyleyemediklerini bildiğin halde bilmezden gelmelerin yine aynı. Adını başkasının sesinden duyduğunda hatırlıyorsun çünkü. Ne eksik ne fazla tastamam olamadığın için bütün bunlar. Gidemediğin mezar ziyaretlerinin ruh sızlatan sahipsizliğinden kaynaklandığını görecek kadar ölüsün. Bu ülkede zembereği kopmuş insanlarla aynı denize taş sektirmek istemiyorsun. Yeni bir aşkın eşiğinde olacak kadar da seviyorsun kadınları. Ama her çare kendi tükenmişliğinin ürünü. Şizofren bir avuntu seni kandırabilir de sen inanabilirsmisin delilik boyutunda kendi aklına. Şimdi konuşamıyorsun bile kendinle. En çok sen sana susuyorsun. Etrafının saçmalığından yakınıyorsun da kendini düzeltecek haleti ruhiyede olmadığın için gözlerini çamaşır makinasının merdanesinden ayırmıyorsun.Kapının sana söyleyecekleri var sanıyorsun. Yok işte öyle olmuyor. Kapanınca tamamen kapanıyor onlar. O yüzden sabah olacak ve sen işe gideceksin. simitçiden aldığın kadarını yemeyeceksin bile. Durduk yere Cem Adrian dinleyip canını sıkacaksın. ama bileceksin işte olduğun kadarsın. Aykırılık değil de gidemediğin yerden hiç gelememek yol olacak sana. Ve sen uyandığında Günaydın diyecek kimse bulamayacak kadar yalnızsın. Bütün yalnızlara söyleyecek bir şarkında mı yok senin. Yazılmış bir iki kelam da olsa olur. Bırak Erdal Tosun da gitsin, şarapsız kalsın bütün sözcükler. Sen aynı yerde aynı vakitte iç çekerken bütün ayrılıklar kendi halinde çayın dibine çökecekler sen tadamayacaksın bile..........

Avatar
Image

Cenetti Çikolatadan evlerden kurulmuş şehirler olarak düşlediğimiz çocukluğumuzdan çıktığımızdan beri zebaniler bazen dost bazen sevgili oldu bize ama dünya biz büyüdükçe cehennem.........

Avatar

Küçük bir denizim ben.Suyumda boğulmazsın bile.Akıntılarım yoktur benim.Martılara simit atan insanlar gelmez kayalıklarıma. Kıyıma dalgalar vurmaz benim. Balıklara sadece akvaryumdan bakarım.Yakamozlar kırılmaz geceleri saydamımda. Kum tanecikleri teker teker terk ederler derinliklerimi. Sadece hayallerim vardı. Hiç biri de gerçekleşmedi. Ne olacaktı sanki koca bir gökyüzü benim için ağlayıp fırtınalar mı yaratacaktı durgunluğumda? Ben küçük bir deniz sen okyanusta  liman.........     

Avatar

Bir daha sevişemeyecek olmamızın kime ne faydası olacak bilmiyorum. Özleyeceğim. Mesele bir kadının teninde kendini kaybetmek felan değil. Dert senin yatağın ucunda olmayışın. Yoksa kendime iki yumurta haşlayabilecek kadar tanıyorum hayatı. Sigarayı arttırmak beni öldürebilir ama zaten ölmeyecek miyiz? Dudaklarını teslim edeceğin , süslü cümleler kuran adamlar olacaktır hayatında muhakkak. Bu beni acıtıcak hatta kanatacak.  Peki sen yıllarca beraber dinlediğimiz şarkıyı tesadüfen bile duyduğunda anımsamayacakmısın göğsüme kafanı gömdüğün o anları? Ben buna ölüyorum işte. Bunca anımız varken onları önemsizleştireceğin fikri teslim alıyor beynimi ki ben teslimiyeti sevmem. Bir intikam planım yok. Her zaman yaptığım şeyleri yapıyorum. Hiç mezar ziyaretim olmuyor yine. Yaşadığımı kimsenin farkettiğini sanmıyorum. Seni merak etmiyor değilim. Aramak içimden geçmiyor sanma. ne konuşacağız peki? Bilirsin konuşmayı severim. ama inan cümleler kuramıyorum içinde sen olmayan. Ama sana nasıl seslenirim bilmiyorum. Senin bulunduğun şehir kalabalık benimkinde insanlar o kadar aynı ki bu bile dert. Kitap okumak bile kesmiyor. çiçeklerim bildiğin gibi. Küstüm çiçekleri doldu bahçem. Dokundukça kapanıyorlar. Sana dokunamadan kapattın bana bütün dünyanı. O yüzden samimi bulmuyorum o çiçeklerin küslüğünü. Sana söyleyebilecek çok şeyim varken kendi kendime konuşmak sıkıcı. Yürüyüşlere devam ediyorum. Geçenlerde 12 sene önce bana yazdığın bir mektubu tekrar okudum. Orada şöyle yazmıştın “Bensizliğe alıştığın gün sende olmayacaksın”. alışamadım ve varlığım beni rahatsız ediyor. Boş boş yaşıyorum bence. Karşına çıkıp suratına karşı sövmek ve seni aşağılamak beni senin nazarında güçlü kılacaksa ben güçsüzlüğümden güç alıyorum bunu bil...... Unutmak dediğin şey unutamamamanın başlangıç aşamasıdır. Sen unuttun mu? Bence evet ama yine de gerçekten unutup unutmadığını çok merak ediyorum. 

Avatar

Bildiğin hile yapıyordu hayat bize. Baş parmağı ile işaret parmağı arasına aldığı kaysı çekirdeğini  gösterip “Bil bakalım hangi elimde” deyip elini arkasına götürdüğünde kaysı çekirdeğini çoktan yere atıyordu. Bizse görmüyorduk. Bu yüzden hep kaybettik. Haksızlığa uğramışın yanında olmamız da bu yüzden. Çünkü hiç kazanamadık.Kimin iki dudağı arasında kaldıysa kısmetimiz biz ona sustuk. Taşı toprağı altın dedikleri yerde kaybettik üstümüzdekileri. Çıplak bir kader, topal bir yazgının bastonunu kafamıza çaldıkça ne çıkarsa bahtımıza deyip papatyaların yapraklarını seviyor sevmiyorlarla yolduk. Sigaraya erken başladık. Hep Ahmet Kaya dinledik. Yüzümüze bakması imkansız kızları sevdik. Hep matematikten sınıfta kaldık. Okuduğumuz kitapların arasında neden gül kuruturduk anlamış değilim ama her seferinde o sayfaya baktığımızda gülmek aklımıza gelmedi. Arkadaşlar gömdük toprağa. İlk rakı sofrasında peyniri fazla kaçırdığımızda iş işten çoktan geçmişti. Herneyse kalbi façalı adamlardık ama bildiğin hile yapıyordu bize. Ve biz görmüyorduk..........

Avatar

En genç çağımda en ihtiyar yaramsın artık. Bu yüzden sadece gözüm değil gönlümde yaşlı artık....

Avatar

Senden bana kalan acıyı bile seviyorum.Seni özlemek kimseye aldırış etmeden sokak ortasında işemeye benziyor. Ayıbı yok bunun........

Avatar

Uçmakla kaçmak arasında gidip geliyor yüreğim........Ne uçabiliyorum, ne kaçabiliyorum.......

Avatar

Bir dal sigara yeter hayata tutunmana. 70 inde bile bir yudum duman, alacağın son nefesten daha değerlidir. İhanetler, satışlar, kahpelikler ve her nevi soysuzluk zarar etmediyse söz geçmeyen kalbine.Suç bulma topraktan fışkıran kız saçı canım tütüne.............Yaralarımıza sigara söndürenlere inat benim için bir nefes dumandır hayat.......... 

You are using an unsupported browser and things might not work as intended. Please make sure you're using the latest version of Chrome, Firefox, Safari, or Edge.