Gülücüğü olmayan bir yüz taşırsın insanların arasından geçerken. Mevsimler tükenirken aklında çoğalan bir yokluk, tane tane yağar kalbinin ortasına. Kurduğun hayaller misafirliğe gelirde gitmezler bir yere. Her şey sende kalmıştır gidenden yana. Bilirsin oysa adil olmayan hayat değil insanlardır aslında. Fiyakalı bir ayrılık şarkısının da dediği gibi “herkes gider mi?” gidiyor herkes. Sen kalamıyorsun bile. Başka hayatlar da kendini aramak acımasızlık. Ellerinin olmadığı yere dokunmak anlamsız. Kalbimde seni bırakman haksızlık. Kavuşmaya ayarlı bir saat belirleyememek kadar zamansız oluyor bütün fikrin. Gece uyurken aniden uyanamıyorsun. Ölü gibi uzanıyorsun geceye. Kabrin yatağındır. Dualarla gömmemişler bile seni. Gerçi neye yarar ayetler eşliğinde bile unutamadığın halde bir tanrıya inanmanın vereceği iç huzur? Banyoda yalnızken bir yara arıyorsun yorgun bedenin de. Parmaklarını kesmemişler, gırtlağında bir yırtık yok, ayakların ve ellerin yerli yerinde, bir delik, bir deşik yok, boğazında urgan izi yok, darb bile görmemiş vücudunda ağrıdan duramamak sana şaşırtıcı geliyor öyle değil mi? Duşluktan akan suya karışan kırmızı bir sıvıya rastlayamamak aslında ölmediğin anlamına mı geliyor yoksa? O zaman neden nefes almaktan başka bir yaşam belirtisine rastlanmıyor sende. Ne kadar tanıdık sözlerle gidiyor giden. Bir kere de şaşırtsınlar diye beklediğin hiçbir şey olmuyor. Kalbinin odacıkları bile darmadağın. Bir ev kurup, eşyalarını özlemle yerleştirdiğin mutluluklar bir süreliğine bile olsa anavatanın oluyor. Ama şimdi mültecisin. Gözlerinin kıyısına vurmuş bir göçmen cesedi kadar sahipsizsin hem de. Çocuk değiliz derken bile çocukluk yaptığını söyleyememek büyütüyor özlemlerini. Hangi deniz içinde yaşayan balığın göz yaşlarının tuzuna aldırır ki? Bir veda rüzgar gibi vurur yüzüne. Üşümezsin bile. Ömründen gidene değil de önünden gidişine yakarsın canını. Elbette bir sebep, bir neden, bir haklılık, bir gerçeklik, mantıklı bir açıklama vardır.Yine de kalbime anlatamayacaksın. Yinede gözlerinin olmadığı yere umursamaz bakan bakışlarıma söz geçiremeyeceksin. Vazgeçmek olmaz. Yenilgiyi kabullenmek imkansız. Savaşı başka bir mecraya taşıyıp özlemle sensiz seni sevmek yeni bir varoluş.