Bursa, Ulucami
aç gönül kapılarını baharlar gelsin gurur, kibir, nefretin bitsin.
Sizden biriniz namaz için beklediği sürece namazdaymış gibi sevap kazanır.
Müslim, Nesai
اَلصَّلَاةُ خَيْرٌ مِنَ النَّوْمِ
göğsünde takâtsiz kalan kalbiyle: râbb'im, dedi adem. senden âf dilemeye bildiğim kelimeler yetmiyor, bana yenilerini ver.
+Çay içer misin?
-Birini mi bekliyorsun?
+Her zaman yanımda fazladan bir bardak taşırım. Hayat, ne olacağı belli olmaz. Değişmişsin.
-Nasıl değişmişim?
+Halin tavrın değişmiş ama iyi görünüyorsun.
-Bunun için kendini tebrik edebilirsin. Beni niye bırakıp gittin müzeyyen?
+Elimde değildi. Kendime engel olamadım. Ona aşıktım. Seni üzmek istemezdim ama kendimden de vazgeçemedim.
-Değdi mi peki?
+Mesele bu değil ki. Yaşamam gerekiyordu yaşadım ama biliyorsun işte… Bitiyor, en nihayetinde her şey gibi.
-Bitiyor… Çay için teşekkürler.
+Gitme. Lütfen. Diyelim ki gitmedim. Seninle beraber olmaya devam ettik. ne değişecekti? Ne yapacaktık?
-Sevişirdik.
+Başka?
-Sabahları beraber uyanırdık. Ben senden önce kalkardım, senin uyuyuşunu izlerdim. Sonra sen uyanırdın, bana gülümserdin.
+Sonra?
-Sonra sabahları çayı tek şekerli içtiğini, günün diğer saatlerinde şekersiz içtiğini biliyor olurdum. O ilk şekeri ben atardım çayına. Zarifçe eritişini izlerdim.
+Sonra?
-Sonra… En çok boynundan öpülmeyi sevdiğini biliyor olurdum.
+Güzelmiş.
-Hmm.. Sonra dışarı çıkardık, dışarda yağmur yağıyor olurdu. Biz şemsiye almazdık. Sırılsıklam olurduk. Sonra sen bana sokulurdun ama saçağın altına hiç girmezdik. Sonra sen üşütürdün, ayakların buz gibi olurdu. Ben sana o en sevdiğin o mavi çoraplarını getirirdim. Sonra bayramları babaannenin mezarını ziyarete giderdik.
+Gider miydik gerçekten?
-Hıhı giderdik. Hayatta en sevdiğin kadın için ağlayışını izlerdim senin. Hiçbir şey yapmazdım. Gözyaşlarını silmezdim, seni teselli etmezdim. Orada öylece ağlayışını izlerdim senin. Başka insanların mezarlarının arasında dolaşarak hayatın ne kadar şahane bir şey olduğunu düşünürdüm. Sonra, sonra hiçbir şey yapmazdık. Öylece otururduk. Çok bilinmeyenli bu sorunun cevabını arardık. Hayat bizi yalancı çıkarana dek, bulduğumuz cevapları doğru sanırdık.
+Ozaman, bir çay daha içelim mi?
-Daha fazla çay içmek istemiyorum ben.
It’s the first day of Autumn!
Resmen huzur, huzur
Fethi Sekin. O bir baba. Ülkedeki tüm çocukları kucakladı. Ölümü bile… .