Sana önce kelebekler verecekler, sonra zihinsel travmalar.
istemediğim birine evrildim. bütün neşem emildi. gözümün feri silindi, hayat enerjim yok oldu, içim de ki son ışık zerresi söndü. kendime olan saygımı yitirdim.
nasılsa hep orada diye değeri bilinmeyen her şey bir gün yok olur
Ortada hiçbir sebep yokken gelen duygusallık... mahvediyo beni bu özelliğim.,
anlatınca çözülmeyecek hiçbir şeyi anlatmam
upuzun bir yolda yürümek istiyorum. kırgınlıklarımı, hüzünlerimi, acılarımı alıp gözden kaybolayım. kimse bulamasın, kimse kıramasın bir daha. gideyim, yok oluşa gideyim.
neler neler atlattım ben diyosun da bi bakıyosun eline iğne batmış hüngür hüngür ağlamışsın
Her güzel söze kanıp, mutlu olmayı bırakmam lazım.
seni tanıyana kadar sanardım ki kimse benimle karanlıkta oturmaz.
İçimin ışığı,
haddinden fazla farkındalık insanı dert sahibi yapıyor
bir takım şeyler artık elimden değil de içimden gelmiyor
küçük şeylerle mutlu olup küçük detaylarla da kalbinin kırılması
“ama gene de insan, kalbini bir cümleye emanet etmek istiyor. istiyor ki en sevdiği kitabın en güzel cümlesini, o da okumuş olsun.”
çocuksu bir sevinç başlar içimde seni gördüğüm zaman
bana iyi geldiğini düşündüğüm insanların aslında beni ne kadar yıprattığını hayatımdan çıktıklarında anlıyorum