Hayatta değiştiremeyeceğimiz şeylere fazla odaklanmamak ve faydasız düşüncelere çok kapılmamak bizi daha çalışkan ve üretken kılar. Öte yandan, hayatta anlamlı hedeflerimiz olduğunda bu da bizi faydasız ve yapıcılıktan uzak ruh hallerinden korur. Çünkü yapacak işlerimiz vardır.
14 Şubat diye çarşıya pazara koşandan, aldığı yüzükle eşine methiyeler dizenden, hediyesini anlata anlata bitiremeyenden, saçma günlere anlam veremediğimiz için bizi medeniyetsiz ilan edenden, görgüsüzünden, gereksizinden, bir güne sevgisini heba edenden, sana sığınırım Allah'ım!
Değişmedi, senin bilmediğin ama onun gayet iyi bildiği bir yanını açığa çıkarmaya karar verdi sadece...
“Tutumlar seçimdir, mutluluk seçimdir, olumlu bakmak seçimdir, iyilik seçimdir, vermek seçimdir, saygı seçimdir, seçtiğin seni inşaa eder akıllı seçimler yap.”
Âlemi ve içindekileri şaşkın şaşkın seyrederken kısacık ömür tükendi. Yarana ne zaman ilaç süreceksin?
Herkes bir şeyler söyledi. Deprem üzerinden bir yıl geçmiş fakat acısı, hissiyatı hiç geçmedi. O günden sonra kimse eskisi gibi olmadı, olamadı. Acılarımızı konuşacağız, fakat asıl konuşulması gereken neler yapıldığı ve neler yapılmadığı. Bir daha böyle acılar yaşamamak duasıyla.
On yıl sonraki kendime not; eğer kalbinde biri çiçek açtırabildiyse onun hatrına o bahçeyi kimseye talan ettirme. Hayatta değilsen de eğer umarım toprağına güller getirecek vefalı insanların vardır.
Onu bu sözleriyle hatırlayacağız: "Helalleşmek mahkemede dava kazanmaktan daha üstün olmalıdır. Çünkü her yasal hak helal değildir."
Bir gün aynada kendine bakarken fark ediyorsun ki; gözlerindeki ışık çoktan sönüp gitmiş. Asla sana ait olmamış bir şeyin peşinden koşarken gençliğini nasıl da heba etmişsin.
Kimini sözlerine hürmeten severiz; kimini iyi niyetine saygımızdan severiz,kimini yapıcı eleştirilerine ihtiyacımızdan severiz; kimini ne olursak olalım yanımızda durduğu için severiz. Sevgi rengarenk ibrişimlerle bizi birbirimize bağlar.
İnsanda tek kişilik olur. Arkadaşını aldatan eşini de aldatır. Eşini aldatan vatandaşı da aldatır. Vatandaşı aldatan devleti de aldatır. Başkalarını aldatan, kendini de aldatır. Vicdanlı bir insan olarak maalesef söylemeliyim ki hiç bir ilaç bozuk kişiliği tedavi edemez.
Allah bir kulu için hayr dilerse, Muhammed ﷺ'e salât etmeyi onun diline kolaylaştırır.
_İbnü'l cevzî
Ulaşılmaz kişileri “kıymetli” sanıyoruz. Soğuk kişileri “derin” zannediyoruz. Eleştirel kişileri “kusursuz” zannediyoruz. Ve zanlarımızın peşinden giderek o kişilerde ısrar ediyoruz. İlişki kurmaya başladığımızda da gerçekleri görsek bile emeğimizden dolayı vazgeçemiyoruz. Kendi algımızın kurbanı olup yıllarca da bedelini ödüyoruz.
Zor insanları hiç sevmem. İnatçı, kibirli, muhalif görüş kabul etmez, eleştiriye saygı duymaz, sözüyle- imasıyla yorar, ısrarıyla usandırır. Bunların hepsini de “çok dolu insan” edasıyla yapar. Kendinden menkul kerametler insanı.
Birini sevmek onun onurunu korumaktır. Onun onurunu ne kadar düşünüyorsak onu o kadar seviyoruzdur. Eğer birini seviyorsak ona karşı titizliğimiz, özenimiz, saygımız olur. Saygı, hürmet, sadakat gibi bağlayıcı duyguların olmadığı bir yerde anca saplantıdan söz edilir.
"Hayvanların yalnızlığı içime dokununca salak dedim kendime. Bu onların doğası, sen kendine bak. İnsanınkine kader diyoruz ama."