adıyorum aşka geri kalanımı*
kısa, kesikli, bulutlu cümleleri kenara köşeye sıkıştırır bazı geceler. şimdi anlatma vaktidir. ve hep en çok kendine dönüktür yüreğin. yüreğim. yani her kimsem biraz, o kadar’ım.
hayatımızın belki içindeyken soyut, ama uzaklaşıp baktığımızda resmen gözle görülür bir merkezi var. işte orada ne olduğu, belki de insanın kendisi adına çözmesi gereken ilk şey. gözünü uykudan açtığın ilk anda önünde canlanan şey belki, belki dudaklarını kemirmene neden olan şey, gökyüzüne baktığında gördüğün, her gözlerini yumduğunda dudaklarının kenarlarını yukarı hareket ettiren şey belki de. her kimsen, hangi derinliğindeysen yaşamın, orada keşfetmen gereken şey. geç olmadan bulamazsan, bir şeyleri anlamlandırmanı neredeyse imkansız kılan şey.
işte o merkezde bir şeyler ters gidiyor bazen. gitmiş. fark ettirmeden kendime, kalbim merkezinin yerini değiştirmiş. dolayısıyla dengem şaşmış. bedenim yeri boylamış. yine fark ettirmeden, neredeyse duracakmış. kalbim. yani yeri boylayan bedenimi kaldırsam da, kalbin dengesi şaşmış. meğer sarsıp kendine getirmem gereken şey, oradaymış.
kendi avucumun içine aldım yüreğimi. her ziyaretini ezbere bildiğim vurucu dalgaların yollarını değiştirdim. kendini tekrar ‘var’ ettirdim. açıp ‘ben’ koydum tam merkezine. yani tam da olması gereken yere.
indiğim derinliği, kelimelerimi ve en önemlisi sessizliğimi anlamayan yüzler dolu burası. insanları delilikle suçluyorlar, sadece anlamadıkları için. oysa birileri anlamalı. ‘o’ sandığın, anlamalı ki ‘o’ olsun. içine uysun. evin olsun. oysa birileri sadece o sandığın.
“yüzüme bak. bi’ bana bir de onlara bak. öyle bakma ama, görebiliyormuş gibi bak. düşeceğin kuyuysa, karanlığı yaşamayı becerebilirmişsin gibi. karanlıkta sözcüklerin büyüsünü hissedebilirmişsin gibi. biraz olsun, bu derinliğe sen de aitmişsin gibi bak.”
değildi.
hiç ve asla.
yas ve suçla.
şimdi;
en güzel ve sağlam adımlarımı tek başıma atıyorum. tek başıma, ama yalnız değil. erittiğim karları içimde deniz yapıyorum.
içimde bir kız çocuk, bir kadın ve bir yürek büyütüyorum.