"Bembeyazdın papatya, seni buldum. Karanlık ormanların, en ıssız köşelerinden birinde ve heybetli ağaçların gölgesinde... Dalından dökülen o büyük acıları, toplayıp kalbime yük ettim.
Bilmezdim papatya, gözyaşlarımla suladığım köklerini başka ellerin sökeceğini ve bembeyaz yaprakların bir gün siyaha döneceğini...
Tertemizdi kokun papatya, seni bildim. Ne yaşadıysam içimde yaşadım, seni incitemedim. Etrafındaki engelleri birer birer temizledim.
Bilmezdin papatya, seviyor sevmiyor oyunlarını ve giderek aklaşan saçlarımın sebebini... Eğer bir gün dökülecekse yaprakların; omuzlarıma, yüreğime dökülsün isterdim. Kendini topraklaşmış kalplerde, incitmekten korkmayan hayallerde, sabahı görmeyen gecelerde tükettin.
Şimdi aynaları kendine değil, kalbine çevir papatya...